Çevrecilerin ekolojik dengesiyle ilgili kaygılarda bulunduğu Nemrut Krater Gölü ve Kalderası’nın korunması için DEM Partili Çağlar tarafından kanun teklifi sunuldu: “Devletin güvenlikçi politikalarının bir sonucu olarak Bitlis ili ve ilçelerinin coğrafi ve doğal mirası korunmadığı gibi yıllardır tahrip edilmekte veya tahrip edilmesine göz yumulmaktadır. Nemrut Krater Gölü ve Kalderası, benzersiz ekolojik yapısı ve endemik türleri barındıran hassas ekosistemi nedeniyle kanuni bir düzenleme ile koruma altına alınması gereken bir alandır.”
Erdoğan, kabine toplantısı sonrası konuştu: “CHP’nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepki, ekonomide de temelsiz bir dalgalanmaya sebep olmuştur. Polisimizin çocuklara pamuk şeker vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapıldı. Şehir şehir oy dilenen kendileri değilmiş gibi utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar.”
İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Türkiye genelindeki üniversitelerde öğrenciler, akademik boykota gidiyor. İstanbul Üniversitesi, ODTÜ, Hacettepe, Boğaziçi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde boykot kararları alındı. Beşiktaş’ta toplanan öğrenciler, polis gözetiminde Saraçhane’ye yürüyor.
Yargı ile siyaset arasındaki dengesiz ilişkinin gelebileceği en üst noktayı temsil ediyordu Doğan Öz davası. Dönem askeri darbe dönemiydi, kimse sesini de çıkaramadı. Devlet içindeki bir çete yargıyı kendi hegemonyasını sürdürebilmek amacıyla siyasetin emrine vermişti. Teorik olarak ideal formül şudur: “Yargı hukukun emrindedir, bürokrasi de kanunların ve kuralların uygulanmasıyla yükümlüdür.” Yargı ne kadar siyasallaşıyorsa, ülke demokrasiden o kadar uzaklaşıyor demektir. Yargının siyasallaşması, toplumda adalet ve güven duygusunu zedeler.