GÜNÜN YAZILARI

Batı’nın hali ya da liberal demokratların ‘çıpa’ sorunu: Sosyalistlerin ‘sosyalist ülke’siz kalması gibi…

Sosyalistler, 1920’lerde somut ‘sosyalist dünya’ (Sovyetler Birliği) çıpası üzerinden zaten önceden beri benimsemiş oldukları sosyalizm idealine daha sıkı bir biçimde sarıldılar fakat Sovyetler Birliği’nin dağılması (1991) ve böylece çıpanın ortadan kalkmasıyla birlikte sosyalizm de bir fikir ve ideal olarak ikna gücünü kaybetti. Günümüzde aynı akıbeti liberal demokratlar ‘Batı çıpası’ üzerinden yaşıyor.

İsrail’de yürüyen barışçı kadınlar… Gazze’den umuda yürümenin yolunu açıyorlar

İsrail’den gelen bir haber umutlandırdı. Binlerce Yahudi, Müslüman ve Hıristiyan kadın İsrail’de barış içinde birlikte yürümüştü. İsrailli şarkıcı Yael Deckelbaum “Annelerin Duası” şarkısını söyleyerek müziğin değişim için neler yapabileceğini göstermişti. Dünyanın dört bir yanında barış isteyenler benzer yeni bir dalga yaratabilir.

Erdoğan Hamas için neden böyle konuştu?

Erdoğan’ın HAMAS açıklaması, kızgınlıkla, duygusallıkla, kendiliğinden yapılmış bir açıklama değil; üzerinde düşünülmüş, yazıya dökülmüş, içeriye ve dışarıya dönük hedefleri olan siyasi bir atak bu. Fakat bu atağın içerde de dışarıda hedefi tutturması düşük ihtimal. Çünkü: İçeride, evet, Filistin toplumsal duyarlılığın yüksek olduğu bir mesele; ama bu duyarlılığının HAMAS’a toptan bir kefilliği içerdiği şüpheli. Filistin’in yanında durmak ve İsrail’in zulmünü kıyasıya eleştirmek ile HAMAS’a “mücahitler grubu” gibi dini bir güzellemede bulunmak, birbirinden farklı. İlki konusunda yaygın bir toplumsal mutabakat var ama ikincisi için aynı mutabakatın olduğu söylenemez.

Ezilenin şiddeti ve Butler’ın Bir Arap Mahallesinde taşlanma ihtimali üzerine

Judith Butler İsrail şiddetine sürekli geçmiş dönemin ve tarihin bir günahı olarak referans veriyor fakat işgal hala sürüyor. İsrail’in işgali henüz tarihe karışmış bir günah değil. Dolayısıyla, Filistin’den yönelen şiddet geçmişin intikamı değil, hala devam eden bir işgalle mücadele yöntemi. Tam da bu nedenle, geçmişin ezilenlerinin ellerine ezme gücü geldiğinde aynı hataları yapmaması gerektiği gibi nasihatler Filistin halkı için geçerli değil çünkü güç ilişkileri hala yerinde duruyor. Peki, şiddet ezilenler için meşru bir mücadele yöntemi olabilir mi? Butler “şiddetsiz dünya” hayalini anlatırken İsrail’in Filistin’deki işgalinin de, Hamas gibi militan yapılanmaların da tarihe karışmasını dilediğini söylüyor. Hamas’ı yaratan şeyin işgalin ta kendisi olduğunu reddederek, birbirine şiddet uygulayan iki eşit aktörden bahsediyor. Kısacası, Butler, ezilenlerin şiddetinden azade bir dünyanın ancak eşitlendiğimizde mümkün olduğunu göremiyor. Şiddete uğrama korkusundan azade bir hayatın bir grubun ayrıcalığı olduğu gerçeğine gözlerini kapıyor.
- Advertisement -

Harbin gölgesinde İpek Yolu’nun 10’ncu yılı

İpek Yolu denilen inisiyatifinin 10’ncu yılı Çin’de bir forumla kutlandı. Toplantıya son zamanlarda görmediğimiz Rus devlet başkanı Putin de gelmişti. Çin lideri bu yıl İpek Yoluna 100 milyar dolar tahsis edeceğini açıkladı. G-20 toplantısında açıklanan ve Hint Başbakanına “çiçek” atmak diyeceğimiz “Baharat” projesi ise daha ufak ve İpek Yolu projesine göre bir anlamda “yerel”. “Baharat” Hindistan’da çıkıp ve Suudi Arabistan’dan geçerek İsrail’in Hayfa limanının ardından Yunanistan’ın Pire limanında son bulması planlanan girişim 2027 yılına kadar 600 miyar doları harekete geçirecek ve masraf ve zamandan yüzde 30-40 kazanç sağlayacakmış. Amma devam eden Filistin-İsrail harbi dolayısıyla Hayfa devrede kalır mı ya da Arap ülkeleri Hayfa’nın güzergahın parçası olmasını kabul eder mi?

En Son Çıkanlar