Ben demiştim demek de manasız, ama, yerel seçim propaganda piyasası açılırken İmamoğlu’nun Ankara karşıtı sloganında erken-orta yaşımızın 17 Temmuz’19 akşamı Zorlu-PSM’de sahne alacak gözde grubu Mozaik’in [Çok alametler belirdi vakit tamamdır.] dizesi ilhamıyla alamet görüp..,
İstanbul-Ankara karşıtlığını konu eden 7 Ocak’19 tarihli yazımla umudun arka planını anlatmaya çalışmıştım. Sadece son bölümünü hatırlatacağım.
İstanbul-Ankara yazısının o son bölümü alt başlığıyla şöyleydi:
7 Ocak’19 >> https://serbestiyet.com/yazarlar/ihsan-bilgin/stanbul-ankara-848202
6-Sonun ertesi olur mu?
… İşte İmamoğlu’nun çıkışını bu tek yöne çevrilmiş dosdoğru yerel karşıtı merkezi otoriteye yönelmiş otoyoldaki tarihi bir manevra ihtimalinin müjdesi gibi gösteren de bu geri dönülmez izlenimli oransız güçteki akışı deşifre ettirebilecek yalınlıkta sloganda ifade bulmuş mesajı oldu… Sandık ertesine taşınıp pekişir mi? Bekleyip göreceğiz…
Bu mesajın ardındaki zekâ işareti, taşıdığı kastedildiği meçhul eleştirel boyutla sınırlı değil. Halkla İlişkiler boyutu da var: cumhur sözcüğünün, malum başkanlık süreci öncesinde Cumhuriyet’ten ayrı kullanılmasına alışık değildik. Başkanlık sözcüğünün olumsuz çağrışımıyla başetmek üzere muhtemelen bir reklamcının PR manevrasıyla sol tekelli halk sözcüğünün sağcı alternatifi haline getirildi. Cumhur ittifakı, 2010’ların milliyetçi cephe davetiyesinden başka şey değildi. Yerel seçim öncesinde “cumhur” sözcüğüyle güç tazelemeyi ummuş devlet odaklı ittifaka karşı yerellik imâlı bir slogana yaslanmak; dışarıdan akıllı bir karşı-manevra gibi gözüküyor…
EK: (24haziran’19) Sonun da ertesi:
Uzatmayalım; İktidar gücüyle çevrilen inandırıcılıktan uzak manevra ters tepip dünya seçimler tarihine geçecek ağır hezimetle sonuçlandı. Medyatik söylem kalıbıyla “Seçmen AKP’nin 2008’den beri iyice kontrolsüzleşerek her türden siyasi ve vicdani sınırı zorlayacak derecedeki otoriterleşmesinin “…bedelini ağır ödetip biletini kesti.” Bir dostumun ifadesiyle AKP’ye eleştiri ve yakınma devrini kapatıp, elveda devrini açan bir kırılma günü yaşadık.
AKP’nin bundan böyle iktidarı tamamen kaybetmenin de ötesinde zaman geçtikçe artık göreceği en ağır travma, idamlarıyla da birlikte devlet içinde yuvalanmış faşist bir çetenin inisiyatifi 27 Mayıs1960’la başlayıp kaderimiz olmuş askeri/bürokratik darbelerin yanı sıra faşizan koalisyon MC kadar bile hatırlanamayıp unutulmak olabilir.