Ana SayfaYazarlar'Emanetçi Başbakan'

‘Emanetçi Başbakan’

 

Başbakan, veda konuşmasında, Cumhurbaşkanı’nın, kendisine 20 ay önce görevi devrederkenki, “Emanetçi Başbakan” istemediği yönündeki açıklamalarını hatırlattı.

 

Davutoğlu, bu vurgusuyla, esas olarak, kendisinin emanetçi olmadığını ve krizin buradan çıktığını ifade etmiş oldu.

 

Cumhurbaşkanı, ülkeyi ve partiyi, geçmişte olduğu gibi, bundan sonra da, aynen yönetmeye devam etmek istiyor.

 

Sistem, icra gücünü hükümete, yani Başbakana endekslediği için, bu sistem, henüz tam olarak gerçeklik kazanamadı. İki siyasetçinin farklı yaklaşımlarının neden olduğu kriz, “yönetilebilir bir kriz” miydi?

 

Siyasi sorunlara, devasa sıkıntılara baktığımızda, “Cumhurbaşkanı, bunun üzerine bir de siyasi risk eklemez” diye düşünülebilirdi.

 

Ama, Cumhurbaşkanı, siyasi bir kırılmayı (hatta belki krizi) göze alabilecek kadar “durumdan rahatsız” olduğunu gösterdi.

 

İpler nasıl koptu?

 

İpler, Davutoğlu’nun örgüt üzerindeki yetkilerinin kısılmasına yol açan MKYK kararı ile koptu. Kararın arkasındaki asıl gücün Cumhurbaşkanı olduğunu bilen Başbakan, o an, istifa kararını vermişti. Muhtemelen Cumhurbaşkanı da bunu bekliyordu.

 

Kopuşa giden ilkesel çelişmenin, “Nasıl bir başkanlık sistemi” sorusu etrafında şekillendiği söylenebilir. Davutoğlu’nun düşündüğü başkanlık sistemi; “Meclisi güçlendirici, kuvvetler ayrılığını güvence altına alan” özelliklerin öne çıktığı bir sistem.

 

Cumhurbaşkanı’nın hedeflediği (“Türk tipi başkanlık” olarak da bilinen) model ise elbette çok farklı.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -