Bir yakınım O’nun için endişe ettiğini söyledi, şöhretin yaşını başını almış nice tecrübeler edinmiş insanların bile dengesini bozup haleti ruhiyelerini darmadağın edebildiği malumken onlu yaşlarında bir yeniyetmenin kazandığı küresel nam ona imgesi ötesinde empati beslemeye yatkın olanlarda endişe uyandırıyor.
Giderek Che’ye benziyor. O da farklı meşrebi olanların küresel umudu olmuştu. Sonuçta bir komünistti ama herkes için Amerika gibi rakipsiz bir dünya gücüne ve kapitalizme başkaldırmanın sembolü olmuştu.
Dev-Genç marşının ünlü “Al silahı vur beline emperyalizme karşı.” dizesini sokak konvoylarında tekrarlayan üniversiteliler emperyalizmle tanımı gereği öyle bele vurulacak silahlarla başedilemeyeceğini içlerinden bilseler de Che’nin Küba deneyimini yaymak üzere dünya turuna çıkarak kafa tutmasından güç ve ilham alırlardı.
Zaten Küba devriminin eşlideri Castro’dan o şahsi seferberliğiyle ayrışmıştı. Castro rehavete kapılmasa da yerleşik bir lider olurken o dünyanın dere-tepe kırlarının yolunu tutarak dünyadaki her türden mazlumun gönlüne girip neredeyse bir tür çağdaş İsa imgesine dönüştü.
Marksist bir devrimci olarak Che’nin mistik ilahiyat dünyasıyla ilgisisizliği aşikâr olsa da belirmişti bu imge. Vicdani angajmanı karmaşık bir sosyal siyaset felsefesinden beslenmişti.
Aslında Marksizmin anti-emperyalizmle ilişkisi arıziydi. Lenin yerinde bir tespitle sanayi sermayesinin yerini alan finans sermayesinin kapitalizmin küreselleşmesine yeni bir ivme kazandırarak en yüksek ve son aşaması mertebesine ulaştırdığını söyleyip anti-emperyalizmi kapitalizm karşıtlığıyla özdeşleştirmişti. Ama ideolojik el çabukluklarıyla Marksist angajmanın ulusalcılığa tahvil edilivermesini mümkün kılan da bu özdeşlik oldu.
Greta sadece en az Che kadar masum ve bencillikten uzak olduğu için değil; bütün canlılarla paylaşılan varoluş riskine; değil dünyayı değiştirmek, uyum sağlayıp kendi başına ayakta durmak için bile erken bir yaşta başlattığı başkaldrıyla da benzersiz bir öncülüğü üstlenmiş olduğu için kurdu bütün dünyanın gönüllerine tahtını.
Akıllı ve etkili konuşmasını davasının kuşatıcılığı kadar şiirsel ifadesine de borçlu. Değme bilmiş profesyonele parmak ısırtacak sloganından da belli değil mi:
“İklim yerine politikacılar değişsin!”