Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki caminin avlusunda hüzün vardı. 86 yaşında yazısının başında kalp krizi geçirerek hayata veda eden Rauf Tamer’i yolcu ediyorduk. Cemaatin yaş ortalaması yüksekti. Yok olup giden Bab-ı Ali’nin patronları, emekçileri, yazarları geçmişi kederle yad ediyordu.
Rauf Tamer’i bizler 12 Eylül 1980 öncesi günlerde Tercüman yazarı olarak tanıdık. Ben o dönemde bir solcu gazetenin genel yayın yönetmeniydim. Rauf Tamer, Bab-ı Ali’de fıkra yazarı diye anılan kalemlerdendi. Kısa ve vurucu cümlelerle ve bir solukta okunan yazılarıyla tanınırdı. Kendisi, 1959’da başladığı gazeteciliği son güne kadar sürdürmüştü. Rauf Tamer, sert polemikler yapan ateşli bir üslupla yazardı. Sağ kesimin önemli sözcülerinden birisi olarak kabul edilirdi. Kemal Ilıcak’ın yönetiminde Tercüman gazetesi sağın militan ve çok satan gazetesiydi. Askeri darbenin ardından Özal döneminde kapanmıştı.
Tercüman’ın tanınan yazarları değişik gazetelere dağıldı. Rauf Tamer de Hürriyet, Sabah, Star, Yeniden Tercüman gazetelerinin ardından 2006 yılında POSTA’da yazmaya başladı. 2016 yılında da ben Radikal’in yayınına son vermesi üzerine POSTA’da başladım. Rauf Tamer’le gazeteye gittiğimde buluşur, oturur sohbetler ederdik. 12 Eylül öncesi günler geride kalmıştı. Rauf Tamer, merkezi savunan bir kaleme dönüşmüştü. Benim POSTA’da başlamamı da ilginç bir hoş geldin yazısı yazarak kutladı. 64 yıllık gazetecilik belki de bir rekordu. Bir başka rekoru da haftanın 7 günü ara vermeksiniz yazmasıydı.
Oğlu Emir ve gelini Ayça taziyeleri kabul ediyordu. Çok değişik çevrelerden insanların katıldığı cenaze töreninde bulunanlar Rauf Tamer’in etki alanına dair bir fikir veriyordu. Aydın Doğan eşi Sema Doğan’ın koluna girmişti. Canan Barlas, “Hâlâ Mehmet’in odasına giremiyorum” derken Mehmet Barlas’ın yokluğuna alışamamanın hüznünü paylaşıyordu.
Süleyman Soylu, Mustafa Sarıgül, Mehmet Akif Hamzaçebi, Mehmet Sevigen, Mehmet Ağar, Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Galatasaray eski başkanlarından Faruk Süren, Yalçın Bayer, Nazlı Ilıcak, Mehmet Ali Ilıcak, Cengiz Çandar, Nagehan Alçı, eski Beşiktaşlı futbolcu Feyyaz Uçar oradaydı. Onunla 40 yıl çalıştıktan sonra emekli olup memleketine dönen şoförü İsmail Deniz: “Herkese yardıma koşar, dert dinlemeyi ve çözüm üretmeyi severdi. Patronlarla dostluk kurardı. Onun eski bir genç milli futbolcu olduğunu kimse bilmez” diye anlatıyordu Rauf Tamer’i. Bab-ı Ali’nin son kalemlerindendi. Uğurlar olsun.