Skoda
Her şeyden önce o döküntü, külüstür, isli-paslı otobüsler, İkarus değil, Skoda idi ve onun başkanlığından birkaç onyıl önceydi. O Skoda’ların motorları içeride, şoförün yanında bulunduğundan olanca gürültüleri otobüsün içindeydi. Önündeki yatay hatlı panel de motoru havalandıran boşluğu perdeliyordu. İETT’deki asıl köklü değişim onların tedavülden kalkmasıydı. Ondan önce de rayın üzerinde giden tramvayın yerini sadece havadaki elektrik hattından beslenen troleybüsün alması önemli değişim olmuştu. Her voltaj probleminde durulup biletçinin yukarıdaki boynuz denen yaylı elektrik bağlantı kolunu yerleştirmesi beklenirdi. İşte İkarus’lar; öncekilerle birlikte o troleybüsler de tarihe karışınca çıktı İstanbul yollarına.
Troleybüs
İlk Mercedes
Öte yandan Mercedes de Erdoğan yeniliği değildi; Mercedes’in ondan çok önce o külüstür Skoda’larla birlikte işleyen modelleri vardı ve onlar herhalde İETT tarihinin en şık otobüsleriydi. İşte Erdoğan sonrasının yeni kuşak Mercedes’leri bütün bu geçmişin yerini alan İkarus’ların üzerine gelmişti.
İkarus
Ne banliyö treni ne de otobüs 50’ler ertesinin nüfus baskısıyla üç yakada birden genleşen İstanbul’un yeni yerleşim alanlarının ulaşım ihtiyacını karşılayamayınca, sivil girişim yeni bir aracı sokmuştu devreye; eski büyük Amerikan arabalarını dolmuş-taksi olarak kullanmak zaten önceki dönemin bir Türkiye icadıydı; yeni gecekondular küçük otobüs demek olan minibüsleri, dolmuş olarak kullanmaya başladı. Minibüs Beyazıt, Taksim, Kadıköy gibi transfer merkezleriyle yeni semtler arasındaki ilişkiyi sağlıyordu. Belirli saatleri ve durakları yoktu. Dolunca kalkıyor ve “müsait yer”lerde inilip biniliyordu. Şoförün yardımcısı muavin aracın boşluklarını işportacı misali yol kenarından gidilecek yeri haykırarak dolduruyor, yayaları yolculuğa teşvik ediyordu. Bu minibüsler dönemin arabesk şarkılarının da mekânıydı. Onun tınısıyla uyumlu pembeli morlu ışık efektleriyle donanmış minibüsler merkezle çeper arasında işlerken aradaki semtlere de servis verirdi ve dönemin başlıca ulaşım aracı da olmuştu. Özel girişimin halk otobüsü 80’lerden sonra ortaya çıktı.
“Otobüs Yolcuları” filmi transfer merkezleriyle gecekondular arasında işleyen hattın şoförüyle müdavim yolcusu arasındaki aşkı işlerken sosyal bir sorun olarak gecekonduyu arka plan olarak kullandı. Yeşilçam, nasıl olduysa, konunun arabesk motiflere yatkın minibüs versiyonunu ıskalamıştı. Minibüsü Yeşilçam ıskaladı ama ODTÜ-Şehircilik bölümü üyeleri daha en başından kentleşme sürecindeki payını akademik literatürün hafızasına kattı