Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan’dan Demirtaş’ın tahliyesine destek: “Sayın Demirtaş’ın tahliyesiyle ilgili hukuka uymamız gerektiğini ifade ediyoruz. AİHM’in kararlarına uyulması ve bu tahliyenin gerçekleşmesi uygun olacaktır.”
Türk sosyal bilimini kurtaracak olan daha fazla teori değil daha fazla veri ve bu verilerden hareketle yapılacak (metod) çıkarımlardır. Basitçe hikâye şu şekilde ilerler. Veri araştırmacıyı metoda zorlayacağından içerik ikinci plana düşer. Böylelikle araştırmacının havariliğini yapacağı şey önemini kaybeder ve bilimin kendisi daha önemli hale gelir. Kanıt teoriden çok matematiği gerektirdiğinden çatışma ideolojiler zemininden çıkarak teknik bir zemine kayar. Teknik olan ise araştırmacı ile halkın arasındaki bağı koparır. Halk ile aradaki bağın koparılması sosyal bilimin siyasetle arasındaki göbek bağını da keser. Yani sosyal bilimci siyaset için işlevsel olmaktan çıkar.
Buna entegre olmayan sosyal bilimcinin bilimde bir geleceği yok. Kamusal entelektüel olmak isteyenin yolu orada.
Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Şeyh Edebali'nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” şeklindeki felsefesi daha iki asır geçmeden “İnsanı öldür ki devlet yaşasın!”a dönüşmüştür. Doğrudur; geldiğimiz noktada gönül gözü açılsın diye kimsenin gözüne mil çekildiği yok. Ancak bunun yerine gözler dört duvar arasına hapsedilerek terbiye edilmeye çalışılıyor. Yani sadece yöntem farklılığı var. Geçmişteki saray entrikalarının yerini günümüzde sahte delil, gizli tanık ve temin edilmiş itirafçılık müessesesi almış durumda. Tek bir “iltisak”, terör” “örgüt” “casus” veya “suçüstü hali” kavramı beton duvarlarla tanışmanıza yetiyor. Hem de “Terörsüz Türkiye” nidaları altında. Oysa sadece yaşamayı olanaklı kılmak yetmez. Aslolan “yaşamaya değer bir yaşamın kurulmasıdır.”
Türkiye’nin üniter bir Suriye talebi ve Rojava’daki Kürtlerin bu üniter yapı içinde bir siyasi çözüme rıza göstermesi yönündeki politikası gerçekçi değil ve sahadaki realite ile bağdaşmamaktadır. Açık ki, Kürtler, Aleviler, Dürziler ve Sünni Arapların kanton veya federal bir statüde bir arada olacakları demokratik bir Suriye’nin orta ve uzun vadede Türkiye için daha iyi olacağını, bugünkü koşullarda Türk dış politikası yapıcılarına anlatmak mümkün görünmüyor.
Şampiyonlar Ligi'nin 4. haftasında Galatasaray deplasmanda Ajax'ı 3-0 yendi. Sarı kırmızılıların gollerini Victor Osimhen (3) attı. Galatasaray 13 sene sonra üst üste 3. galibiyetini aldı. Ajax’ı deplasmanda yenen ilk Türk takımı oldu.