GÜNÜN YAZILARI

Aile, kiralardan da korunacak mı?

İktidar sık sık “aileyi korumak”tan bahsediyor. Hatta bu uğurda İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçildi. Ama ailenin durumu şu durumda hiç iç açıcı değil. Her gün ev sahibi tarafından taciz edilen kiracı ailede huzur mu kalır? Bir ailenin en elzem ihtiyacı ve korunağı olan konut konusunda o aile sürekli tacize ve şiddete uğruyorsa ve o ailedeki çocuklar buna şahit oluyorsa o aile net şekilde korunmuyordur. E, hani aileyi koruyacaktık?

Hindistan’ın Ay misyonu Chandrayaan-3: 1 Milyar insanın gururu

Serbestiyet’in Hintli yazarı Madhuvanthi Srinivasan, aya inen dördüncü ülke olan Hindistan’daki çoşkuyu Yeni Delhi’den yazdı: “Bu ay misyonunun adı Chandrayaan, Hintçe ve Sanskritçe'de Ay aracı anlamına geliyor. Chandrayaan-2'nin 2019'daki başarısız inişinden bu yana yorulmadan çalıştılar. 87 yaşındaki anneannem dahil tüm ailem inişten bir saat önce salonda toplanmıştı. İniş için geri sayım gergin ve sessizdi ancak gözyaşları ve kutlamalarla sona erdi. Sıradan bir Hintli olarak söylüyorum bu gurur verici bir akşam. Bu Hindistan ve hepimiz için bir zaferdir. Anneannem "Vikram", uzay aracının ayda yalnız hissedip hissetmeyeceği konusunda endişeli.”

Troçki’nin hayatındaki en güzel şey

Troçki’nin Büyükada’ya ayak basışının 100. yılı anısına dünyanın ünlü Troçkistlerinin katıldığı bir anma toplantısı düzenlendi. Büyükada’da düzenlenen toplantının internet üzerinden yapılan canlı yayınının bazı...

Peki bu hikayedeki kötü adamlar kim?

David Brooks'un Amerika için yaptığı cesur özeleştirileri Türkiye için de yapmamız gerek. Nasıl oluyor da ekonomik krize, enflasyona, iktidar tarafından sürekli hırpalanmalarına, Devlet Tiyatroları’nda bile iktidarı kaybetmelerine rağmen hala şehirli seküler kesimlerin kültürel üst sınıf kibri, dindar iktidar çevrelerinin ekonomik üst sınıf kibrinden daha fazla insanlara batıyor, bir çeşit sınıf kinine, öfkeye neden oluyor?
- Advertisement -

Eğitim S.O.S. veriyor

Eski Milli Eğitim Bakanı, Prof. Dr. Hüseyin Çelik yazdı: “Bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurumsal hafızası olan binlerce yetişmiş eğitim yöneticisi, sonbaharda dökülen gazeller gibi “havuza” dökülmüş durumda. Bu insanlar elini soğuk sudan sıcak suya koymadan, çoğunlukla da evde oturarak maaş alıyor. Son OECD Raporuna göre Türkiye’de eğitimden memnuniyet %21 ile dibe vurmuş durumda. Üniversite cephesinde durum daha da vahimdir. Üniversite sayısını arttırmamız gerekiyordu ve artırdık ama niteliği niceliğe kurban ettik.”

En Son Çıkanlar