Otobiyografik özet: Ben lisansıma kadar çok hızlı gittim de, sonrası biraz karışık ve sarsıntılı oldu. Siyasî militanlıktan bilime ve akademiye; iktisattan tarihe geçiş zigzagları, “bir adım ileri iki adım geri”leri yüzünden. ABD’de, Yale’de ekonomi doktorası yaparken, 1969’de bırakıp Türkiye’ye döndüm; Ankara SBF’ye asistan girdim. Bir yandan da aşırı solculuğa devam ettim. 12 Mart [1971] geldi; hapse girdim. Çıktım; 1977’de eski kürsümü sınav yoluyla tekrar kazandım. Bu sefer 12 Eylül [1980] geldi. 1983’te zamanın Sıkıyönetim Yasası’nın 1402. maddesiyle üniversiteden tasfiyeler başladı. Beklemedim, istifa ettim.
“Sayın genel başkan, nasıl kazandınız?..” “Birçok doğruyu birlikte yapıp bazı yanlışlardan uzak durarak… En temelini söyleyeyim, inandığım, en özünde olanı… Bunu bizim MYK’ya da anlattım. Devletle millet yarışırsa millet kazanır. Kurucu irade refleksi bazen CHP’nin gündelik yöneticilerini hep devletin tarafında olmaya itiyor. Devletin tarafında olduğunuzda milletin tarafında bazen olamıyorsunuz. Biz bu seçimde milletin tarafında yer aldık, onlar devletin tarafında yer aldı. Bütün dünya siyasetinde böyledir bu. Devletle millet karşı karşıya gelirse er ya da geç millet kazanır.”
14 Mayıs 2023 seçimlerinde beklenen olmadı, Millet İttifakı, hedefine ulaşamadı. Seçimlerin ardından Millet İttifakı dağıldı. AK Parti, 10 ay sonra yapılacak olan yerel seçimler konusunda da artık daha rahattı. Fakat daha 2023 yazından itibaren toplumdaki hava değişmeye başladı. Çünkü seçimlerden hemen sonra dövizde sert bir yükseliş ve sert bir enflasyon gerçekleşti. Ekonomik zorluklar içindeki halk, özellikle de emekli günden güne homurdanıyordu. Bu şikayetler toplumun değişik kesimlerinde giderek yoğunlaştı ve 2024’te de artarak devam etti. Bu kez cepheyi partiler değil seçmen oluşturdu. 31 Mart yeni bir döneme kapıları açtı.
Bu yerel seçime il merkezinin CHP’ye geçtiği Adıyaman’ın ötesinde yarısı CHP kırmızısına boyanan Maraş, Gaziantep ve Malatya damgasını vurdu. Hem halkı aşağılamak için hem sözde Beyaz Türkleri aşağılayarak “halka” yarı-kutsal ulviyet, metafizik yüklemek ve siyasi eğilimlerine mutlaklık ve değişmezlik atfetmek için iki cenah tarafından da hiçbir anlam taşımadığı halde tekrarlanagelen “siz Anadolu sosyolojisini bilmiyorsunuz” beylik ifadesini epey hükümsüz bıraktı. Sosyalistler de, İslamcılar da, Kemalistler de, milliyetçiler de, muhafazakarlar da, sekülerler de dışlayıcı ahlakçılığa imanlılar. Ancak hayat öyle akmıyor. Türkiye simülasyonu ezberlerinin bayağı dışında çıktı. Genelde siyaset yapmaya dudak bükenlerin ve “merkezci siyaseti” yaftalayan maksimalistlerin sarıldıkları Putin Rusyası senaryoları bir kez daha boşa düştü.
Yurdumuzda zaman zaman gündeme gelen geyik muhabbetlerinden biri, "Türk kızlarının yabancı erkek merakı"dır. Karabük Üniversitesi'yle ilgili gündemle birlikte, bu geyik yeniden alevlenmiş durumda.
Aslında dünyanın...