Yeni İttihatçılık devletle siyaset, devletle toplum ve siyasetle toplum arasında birbirini tamamlayan ve destekleyen bir organik bütünleşme tasavvur ediyor. 2016 yılından bu yana da iktidar sayesinde bu bütünleşme adım adım hayata geçiyor. Yeni anayasa söz konusu yeni rejimin (tüm benlik, kimlik ve vatandaşlık nitelikleriyle birlikte) meşruiyetini ve ilanihaye kalıcılığını ilan etme hamlesi olarak planlanıyor. Yaşananların çoğu basit, ilkel, niteliksiz, ham, hatta pespaye gözükebilir. Gerçekten de öyle… Ama ülkeyi geri dönüşü olmayabilecek bir yöne doğru götürüyor. Yaşanmakta olanların bir bütün olarak derinliğini ve ciddiyetini kavrayamayanların elinde ise, hüsran dışında bir şey kalmayacak gözüküyor.
Muhafazakâr dünya neden bir Yaşar Kemal çıkaramadı? Bir Orhan Pamukları, bir Nazım Hikmetleri neden yoktur? Bir Ahmet Kaya neden oradan kafa kaldırmaz? Raif Cilasun da ilginç ve kendine özgü bir muhafazakâr romancıdır ama uluslararası olamamıştır. Bu tartışma içinde Necip Fazıl ve Sezai Karakoç öne çıkıyor. Onları diğer muhafazakâr sanatçılardan farklı yapan ne?
Erdoğan’ın “yeme-içme kültürü” hakkındaki -gerçek olmadığı sonradan ortaya çıkan- ‘özgürlükçü’ çıkışını yorumlayan seküler sosyal medya kullanıcılarının neredeyse tamamı onun bu fazla radikal sözleri sarf etmesinde bir inandırıcılık sorunu görmedi, onların Erdoğan’a ait olduğuna inandı. Bizatihi bunun ve ilaveten yaptıkları yorumların içeriğinin muhalif ruh halini anlamada önemli ipuçları barındırdığını düşünüyorum. İktidar destekçilerinin -sözlerin içeriğinden memnun olmasalar bile- sessiz kalmaları da irdelenmeye değer; özellikle de benzer durumlarda muhalif seçmenlerin kendi partilerine karşı yönelttiği ani, hızlı ve sert tepkilerle karşılaştırıldığında…
Millet İttifakı’nın ikinci büyük partisi İYİP’in Genel Başkanı Meral Akşener de, seçmenlere açıklama yapma borcu olanlar arasında –Kılıçdaroğlu ile birlikte- ön sırada bulunuyordu. Ancak Akşener de uzun bir süre suskun kaldı ve parti adına görüşler onun kurmayları tarafından dile getirildi. Ama Akşener 26 Ağustos’ta ağzını bir açtı açtı. Artık Akşener’i durdurabilene aşk olsun!
Akşener’in beyanlarıyla muhalefetin itibarı giderek daha çok aşınıyor ve bu da hem geçmişe hem de geleceğe taalluk ediyor.
‘Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: “Ukrayna savaşının öne çıkmayan bazı yönleri var. Bazı ülkeler Rusya’dan uzaklaşmaya çalışıyor. Paşinyan bunun en güzel örneği. ABD ile ortak manevra yaptı. Sadece Ermenistan değil, Orta Asya ülkeleri de bir zirve düzenleyip nasıl başlarının çarelerine bakacaklarını konuştular. Rusya üzerinden geçen ticaret de azalmaya başladı. Nitekim Kazakistan petrolü gönderecek farklı yollar arıyor. “