GÜNÜN YAZILARI

‘Yargılanacaksınız’ çıkışları neden iktidarla bağı oy vermekten ibaret olanları da ürkütüyor?

Trakya ve Balkan coğrafyasında “yeniden doğuş”u simgeleyen marteniçka ipi bağlanmış çiçekli bir fotoğrafın iktidar çevrelerinde -idam ipi ve darağacı benzetmeleri üzerinden- istismar edilme biçimi çok şey anlatıyor. Bu istismarı, “Yargılanacaksınız” üzerinden yürüyen öforik kampanya ile birlikte düşünmek lazım. Çünkü sahiplerinin murat ettiğinin tersine, bu tehdit dili sadece iktidar elitlerini değil iktidara oy verenleri de ürkütüyor.

Hulusi Akar neden sivilleşemiyor?

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar kendine yaptırdığı özel üniformayla dolaşmayı adet edindi. Akar, genellikle Millî Savunma Bakanlığı’nın logosunu göğsünde arma veya omuzlarında apolet olarak kullanıyor. Bazen de üniformasının sol kolunda Türk Bayrağı, göğsünde ise altında ‘Hulusi Akar’ yazılı bir pilot brövesi görmek mümkün. Bakanlığın logosunu arma olarak kullandığı kepini ve şapkasını da unutmamak gerek. Kısacası lacivert renkli, şahsa münhasır bir üniformadan söz ediyoruz. Evet, Hulusi Akar neden sivilleşemiyor?

Heykeller, bayraklar, aç karnına milliyetçilik

2003 yılıydı. Irak’ın ABD tarafından işgalinin ardından Türkiye’de değişik çevrelerden, değişik siyasi eğilimlerden bir grup insan, bir araya geldik. Doğu Konferansı adını verdiğimiz bu grubun içinde gazeteciler ve akademisyenler yer alıyordu. Niyetimiz, bölge ülkelerindeki aydınlarla ilişki kurmak ve ABD işgaline karşı ortak bir tutum belirlemekti.

Biz kimden kaçıyorduk anne?

Meğer ne kadar da meraklıymışız o ana akıma kapılmaya, kurucu ideolojinin yanında konumlanmaya, onların yöntemlerini kullanmaya… Bakın, şimdi o kadınlardan biri, dizide “Senin de o huzurun bozulsun anne!” diye bağırdığında bozuluyorsunuz. O kadınlardan bir diğeri, “Bizler, kaçtığımızın ne olduğunu dahi unutmuşuz, İsmet Özel’in dediği gibi ‘savaş bitmiş ama biz cephede unutulmuşuz’. Ve dahası, biz kimden kaçtığımızı, artık kaçmamıza gerek olmadığını bile unutmuşuz. Çünkü o kadar uzun süre kaçtık ki, artık neyden kaçtığımızın önemi kalmadı, sadece kaçmaya odaklandık. Sahi, biz kimden kaçıyorduk anne?” diye yazdığında kızıyorsunuz.
- Advertisement -

Bir dizi üzerinden kadınlar ve din

Sadece İslam değil, bütün dinler hurafeler ve menkıbeler üzerinden yaşar. Yani dinler, “yaşanan din” üzerinden yaşar. Hiç tereddütsüz söyleyebiliriz ki, içinden hurafeleri ve menkıbeler ayıklanabilse, İslam diye bir din kalmaz, yeryüzünde Müslüman kalmaz. Kaplan’ın ve onun gibilerin parmak sallayabileceği kimse kalmaz. Kaplangiller tamamen işsiz kalır.

En Son Çıkanlar