18 yaşındaki Stanford birinci sınıf öğrencisi Theo Baker, Stanford Rektörü’nün akademik makalelerindeki hataları haberleştirdi, Standord Üniversitesi soruşturma açtı, rektör istifa etti. 131 yıllık okul gazetesi The Stanford Daily’nin muhabiri Theo, George Polk Gazetecilik Ödülü’nü alan ilk üniversite gazetecisi ve en genç kişi olarak tarihe geçti. The Stanford Daily basit bir okul gazetesi değil, Vietnam’ın işgalini protesto eden 68 kuşağını polise karşı koruyan, kanunları değişmesine sebep olacak kadar bağımsızlığına düşkün köklü bir üniversite gazetesi. Theo’nun başarısı ise sadece şanslı çocuğunun hikayesi değil; bizleri “The Stanford Daily vardı da yazmadık mı?” diye dertlendirecek bir “uzak diyar masalı.”
Roni’nin 1908 ve İttihatçılara merakının sebebi ne olabilirdi? Aslında Roni, 1908’e de “Yetmez ama evet” demişti. 1908’de İttihatçılara destek vermek, 2010’larda AK Parti’ye destek vermek, 2023’de CHP’ye destek vermek bir riskti. “Yetmez ama evet”lerin sonu hayal kırıklığı, mahcubiyet olabilirdi. Ama aksi durağan tarih içinde ender sıçrama anlarına kayıtsız kalmak olurdu. Siyaset yapmak değişimi izlemek yerine, onu teşvik etmek, yönünü belirlemeye çalışmaktı. İronik bir biçimde toplumların aslında yavaş yavaş ilerlediğine, her ileriye doğru adımın bir fırsat olduğuna inanan evrimci bir devrimciydi. Son ana kadar tebliğ ettiği sosyalizmden anladığı da ihtimallere ve insanlara bu açıklıktı.
Üslup sahibi bir yazardı Roni. Onunla taban tabana zıt fikirleri savunsanız da, o kendisini okutmasını bilirdi. Samimiyeti yazılarına nüfuz ederdi; onu okurken o satırların çalakalem, iş olsun diye değil, hissederek ve emek sarf edilerek yazıldığını anlardınız. Bağlardı bu da sizi o yazıya, sonuna kadar giderdiniz. İnatçıydı; fikirlerinden taviz vermezdi, gerekirse mahallesini karşısına almaktan çekinmezdi.
Eğer uzlaşamazlar ve parti içinde sert karşılaşmalar ortaya çıkarsa, bir kısmının partiden kopması gündeme gelebilir. Belki daha önce partiden ayrılmış Muharrem İnce gibi isimlerle birlikte yeni bir partileşme çabası içine girebilirler. Böyle bir girişimin toplumdan ne kadar destek bulacağını bilmek zor. İmamoğlu ve arkadaşlarının değişimden neyi kastettiklerini tam olarak bilmiyoruz. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” stratejisini nasıl yorumluyor?
Şu an Türkiye’nin genelkurmay başkanı koltuğu boş bulunuyor! Murat Yetkin dünkü yazısında Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı olarak Avsever ile çalışmak istemediği ve muhtemelen YAŞ’ta emekli edileceği yorumuna yer verdi. Bunda Avsever’in kuvvet komutanlarının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na dönemin MSB Hulusi Akar’ın isteğine karşı dava açmamasının payı olabileceğini dile getirdi. Erdoğan’ın Avsever’in yerine getirmesi beklenen isimler arasında Orgeneral Metin Gürak’ın adı öne çıkıyor. Gürak, İlker Başbuğ’un akrabası ve Erdoğan’ın Başbuğ ile yıldızlarının pek barışmadığı biliniyor. Metin Gürak Genelkurmay Başkanı olduğu takdirde, TSK’nın son yıllarda epeyce siyasallaşan yapısını onarmada, geleneksel kodlarına dönülmesini sağlamada ve yine son yıllarda dağılan ve siyasetin etkilerine açık hale gelen emir-komuta birliğini konsolide etmede rol oynayabilir.