GÜNÜN YAZILARI

“İslam” ve “İslamofobi”: Karşılıklı kolaycılık

İşin özü ötekini anlama kaygısı olmayan iki zihniyetin karşılaşmasıdır. Bir tarafta inancın kamusallaşmasını (giderek hükümranlığını) doğal ve doğru bulan, saygıyı vazgeçilmez bir değer olarak tanımlayan, eşitlik fikrine özünde yabancı olan ataerkillik; diğer yanda inancı bireyselleştirip kamusallığın dışına taşıyan, değerleri göreceli kılan, saygıyı başkasına karışmama olarak gören relativizm.

Eli kalem tutanın da bir sorumluluğu var…

Aydınlar, eli kalem tutanlar, değişimi, toplumun içinde oluşan canlılığı da görebilmeli. Yapılan araştırmaları kendi sağduyu süzgecinden geçirdiğimizde çok daha iyi tahminlerde bulunabiliriz. Askeri darbelerin kesintilere uğrattığı demokrasi yolculuğumuz 70 yıldır kritik aşamalardan geçti. Toplum en beklenmedik anlarda tahminleri alt üst etti. Gün oldu karşısına askeri vesayet çıktı, gün oldu siyasi otoriterlik. Türkiye tek parti dönemini de yaşadı, çok partili denemeleri de gördü. Tercihi her zaman mağdurdan ve değişimden yana oldu.

Diyarbekir’in havası özgürleştirir

Diyarbekir, kadim bir şehir; burada özgürlük rüzgârları güçlü eser ve ister istemez herkesi tesiri altına alır. Mamafih, Diyarbekir’in özgürleştirici havası, bilhassa siyasi dimağlara daha fazla etkide bulunuyor sanki! Zira bir vesile ile bu surlarla kaplı şehrin sokaklarından geçen her siyasi aktörün dili değişiyor; üslubuna bir dinginlik ve feraset çöküyor; mesajlarına rengini barış, uzlaşma ve özgürlük temaları veriyor. Diyarbekir havası, son olarak Meral Akşener’de de kendisini hissettirdi.

Bir distopya olarak kedisiz köpeksiz ‘Batılılaşmış’ şehirler projesi

“2017’de sokak köpekleriyle geçmişi ve ilişkisi dünyada eşi benzeri olmayan bir ülke olan Türkiye’yi ziyaret ettim. Türkiye şu anda herhangi bir başıboş köpeğe ötenazi yapmanın veya onları esir tutmanın yasadışı olduğu nadir ülkelerden biri. Benim için bugün serbestçe dolaşan her köpek bir direnişin simgesi gibidir…” (2020’de İstanbul’da Zeytin, Nazar ve Kartal isimli üç sokak köpeğini altı ay boyunca izleyen ve onların belgeselini yapan ABD’li sinemacı Elizabeth Lo).
- Advertisement -

Fazla mesaiye kalan bir aile…

Ehliyet ve liyakat vurgusu yapan siyasetçilerin, ehliyet ve liyakat örneği olan bir başarı hikayesini eleştirirken, özellikle bu başarı hikayesinin devletin desteğiyle değil, yıllarca kösteğiyle bu hale gelmiş olduğunu unutmamaları gerekir. Ne de olsa karşımızda 2003 yılında da 2023 yılında da hala ve sadece IHA ve SİHA yapan bir şirket var. Halbuki Cumhurbaşkanı’nın damadının önünde isteseydi daha rahat para kazanabileceği başka sektörlerin kapıları da sonuna kadar açıktı. Ama Bayraktar ailesi ısrarla sadece hangarlarında uçak yapmak istiyor.

En Son Çıkanlar