1994 Ruanda Soykırımı sırasında sadece 4 ayda ırkçı Hutular 800 bin Tutsiyi vahşice katletti. Soykırım boyunca ırkçı radyo RTLM, Tutsilere “hamamböceği” dedi, onlar için mermi harcanmaması, palayla öldürülmeleri gerektiğini söyledi, Tutsilerin ve liberal Hutuların ev adreslerini paylaştı, neşeli şarkılar eşliğinde katliam çağrısı yaptı. RTLM’yi kuran ve Hutu milislerine pala ve silah dağıtan zengin iş insanı Felicien Kabuga, 20 sene sonra Fransa’da yakalandı ve 90 yaşında tekerlekli sandalyeyle sanık koltuğuna oturdu. Kabuga’nın suçlu bulunması durumunda sadece tetiği çeken kullanışlı aparatların değil, silahı o ellere verenlerin, sırtları sıvazlayanların da hesap vermesi sağlanacak.
İnsanlığın tecrübe birikimi her zaman geriye dönüktür. Önümüze yeni yeni olaylar gelir. Anlamaya ve adlandırmaya çalışırken ister istemez geçmişe bakarız. “Şimdi buna ne diyeceğiz? Tanıdık geliyor mu? Daha önce yaşadıklarımızı andırıyor mu, ya da hangisini andırıyor? 20. yüzyıl ortalarında A olmuş, sonra B olmuştu. Son aylarda A’yı hatırlatan bazı şeyler cereyan ediyorsa, B de mi tekrar kapımızı çalıyor acaba?”
Sinan Ateş cinayetinde tetikçi dışında ikincil pozisyondaki isimlerin hepsi yakalanmış görünüyor. Geriye artık sadece varsa talimatı veren esas isimler kaldı. Bu yüzden de soruşturmada bundan sonra atılacak ilk adım bir siyasi krize neden olabilir. Peki o adım atılabilecek mi? Kolay değil. Çünkü o adımın atılması seçime dört ay kala Cumhur İttifakı’nın sonunu getirebilir.
“Normal koşullarda” inançlara saygıdan ziyade ifade özgürlüğünün önemsenmesi gerektiğini düşünürdüm. Fakat Batı’nın ırkçılık, İslamofobi ve işçi düşmanı koşullarında geçerli değil bu yaklaşım. Burada sorun saygısızlık değil çünkü, ırkçılık ve faşizm. Kur’an yakanlar İslam hakkında bir görüş ifade etmek için değil, örgütlenmek için, seferber olmak ve yarınki silahlı saldırılara ortam hazırlamak için yakıyor kitabı. Kısacası, İsveç hükümeti Kur’an’ı yaktırtmamalı, Paludan’ı tutuklamalıydı.
İki eski cumhurbaşkanı ve bir de eski başbakan ile sohbet ettik bu konuyla ilgili. Doğrudan sorduk; “Erdoğan yeniden seçilmek için ilhak kartını masaya sürebilir mi?” Cumhurbaşkanları “yapamaz” modunda ve hatta “zarar da görebilir” diyorlar. Türkiye seçmenine yönelik olarak “başka ülkelerin KKTC’yi tanımalarını sağlıyoruz” kartının daha etkili olabileceğini belirtiyorlar. Eski başbakan ise biraz daha karamsar; “seçilmek için her şeyi yapabilir” diyor.