GÜNÜN YAZILARI

Nursema’nın nefesi

Yıllardır izlediğimiz dizilerde anlatılan “normal”in içinde sağcısından solcusuna hep seküler hayatlar vardı. Yani “insanı insana anlatırken” hep seküler taraf “normal” sayılıyordu. Dindar/muhafazakâr karakterler ya yerilerek ya yüceltilerek (tek boyutlu anlatıyla) karikatürleştiriliyordu. Kızılcık Şerbeti ile belki de ilk defa muhafazakâr/dindar bir aile “normal” kategorisinden, üstelik Show TV gibi bir ana akım kanalda dizi piyasasına sürüldü. Ülkenin en az yarısını oluşturan bir kitle ancak normalleştirilebildi, ancak ‘görüldü.’

Hasan Fehmi’yi İttihatçılar mı öldürdü?

Yeni yayına başlayan ve bir anda ülkenin en çok satan gazetesi haline gelen Serbesti gazetesinin başyazarıydı. İttihat Terakki’nin henüz iktidara tam egemen olmadığı ama olmaya çalıştığı bir dönemden geçiliyordu. 2. Abdülhamit, İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Meclis'i açmayı kabul etmişti. Hasan Fehmi, 2. Abdülhamit döneminde yurtdışına çıkan muhalif aydınlar arasındaydı. Hürriyet günleri gelince İstanbul’a dönmüştü.

Bahçeli’nin işleri

Bahçeli’nin, olanca zorluğuna rağmen MHP’yi AKP paketinin içine yedirmeye hevesli olduğunu, karşısındaki direnci aşabileceğini ümit ettiğini ama başaramadığını hissettim.

Kız Kulesi gibi “sosyal anıt”lara yapılan müdahaleler erk sahipleri için kolay işler değildir

Kız Kulesi gibi “sosyal anıt”lar yalnızca erk tarafından temsil edilen, şekil verilen, gösterilen, istedikleri gibi anlam verilen nesneler olarak değil, canlı imgeler olarak insanların belleğinde yaşamlarını sürdürürler. Bu tür kolektif bellekte yer alan anıtlarla ilgili projelere yapılan müdahaleler erk sahipleri için kolay işler değildir. Kız Kulesi restorasyonunda da böyle oluyor.
- Advertisement -

Necip Fazıl’ın Hazreti Ali’si

Kitabın sonunda Necip Fazıl şöyle bir hükme varıyor: “Malum davada Hazreti Ali mutlaka haklı, Hazreti Muaviye de haksız değildir!!!” Bu gerekçesini ise şöyle savunuyor: “Tezat gibi görünen bu hükmün inceliğini ancak sır idrakine malik bir vicdan sahibi anlar. İçindeki su yarı yarıya dolu bir bardağa bakınca iyimser 'yarı yarıya dolu', kötümser ise 'yarı yarıya boş' der. Aynı incelik…”

En Son Çıkanlar