GÜNÜN YAZILARI

Kürtlerin mezar sorunu

Malum Kürtlerin bir mezar sorunu var: Şeyh Said Efendi, Seyyid Rıza, Bediüzzaman Said Nursi. Bu tarihsel simalar, “tarihe doğum”ları engellenemediği için “ölümlerine izin verilmeyen” Kürt büyükleri. Post-Osmanlı başlangıcı temsil eden zımnî bir konsensüs, bir tür Müslümanlık mukavelesi var idi. Bu Kürt büyüklerini meşruiyetten düşüren şey, Kürtlerin taraf olduğu bu Türk-Kürt ortaklığına sadece Türkler adına hareket iddiasındaki rejimin yaptığı ihanet idi. Bugün retrospektif olarak Selahaddin-i Eyyubi’yi Said Nursi’yi, Şeyh Said’i yeterince Kürt olmamakla suçlayan veya Kürt oldukları için Müslümanlıklarını suçlayan bir sathîlik var.

ABD, BM’de nasıl kendi silahıyla vuruldu?

Mısır ve Moritanya Genel Kurul’un 377 sayılı karar tasarısına başvurdular. Bu ilginç bir karar. 1950 yılında Kuzey Kore’nin Güney’e saldırmasından sonra Güvenlik Konseyi’nde oydaşma olmayınca sözünü ettiğim karar ABD önerisiyle ortaya çıkmıştır. “Uniting for Peace” yani Barış için Birleşme. İsrail dahi 1950 yılında bu karar lehine oy vermişti. Karara göre Güvenlik Konseyi’nde oydaşma olmayınca bu karar ile BM asker dahi gönderme kararı alabilir. Nitekim Kore’ye bu karar sayesinde BM asker göndermiştir. Şimdi bu iki ülke Mısır ve Moritanya ABD’yi kendi silahıyla vuruyor. Nitekim Genel Kurulda ateşkes isteyen bu karar 153 oya karşı 10 aleyhte oyla kabul edildi. ABD ve İsrail aleyhte oy verdiler!

Hasat zamanı!

Önceki gece hakem Halil Umut Meler’in linç edilmekten kurtulduğu Eryaman Stadı’nda geçen yıl Beşiktaşlı futbolcular da saldırıya uğramıştı. Maç oynanırken sahaya giren bir Ankaragücülü taraftar Beşiktaşlı futbolcu ve hakeme uçan tekmeyle saldırmıştı. Futbolcuları ve hakemi korumak isteyen Souza attığı tekme ile saldırganı durdurmuştu. Bunun sonucunda kırmızı kart görerek cezalandırıldı. Sezon sonunda da Beşiktaş’tan ayrıldı. Giderken söylediği sözler elbette yeniden hatırlanmaya değer: “Bir oyuncuyu öldürdükleri gün veya en sevdiği şeyi yapmasını engelleyerek sakat bıraktıkları gün ya da bir hakeme saldırdıkları gün beni hatırlayacaksınız.” Önceki gece hakem Umut Meler o sahadan sağ çıktıysa bunu biraz da Rizespor ve Ankaragücülü futbolculara borçluyuz. Linç kültüründen beslenen insanların ‘duralım’ demesine değil. Engellenmeselerdi durmayacaklardı…

Futbol yalnızca futboldan ibaret değil

Yıllar önceydi. Reşat’la (Çalışlar) Fenerbahçe’nin Kadıköy’deki bir maçını izlemeye gitmiştik. Bir kısım seyirci sürekli futbolculara, hakeme küfür ediyordu. Şaşırıp kaldık. Reşat dayanamadı, “Abi ya küfür etmeyin, futbolcuların moralini bozuyorsunuz…” Küfürbazlardan birisi karşılık verdi: “Sen ne diyorsun kardeşim. O bizim takım ister söveriz, isteriz severiz kime ne?”
- Advertisement -

Niye “Biz” olamadık?

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Ertuğrul Özkök, Fatih Altaylı, Mehmet Y. Yılmaz, Sedat Ergin, Nagehan Alçı, İsmet Berkan, Duygu Demirdağ ile “tartışmalı” Atatürk Kültür Merkezi (AKM) binasının roofundaki içkili “Biz” adlı restoranda yemek yiyip “Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşları Tanzim Projesi…”ni konuşmuş. Yemeğin fotoğrafı ortaya çıkınca “peki neden biz o masada yokuz” diyenler itiraz etti. Sinderella Külkedisi’nki gibi bir itiraz değildi, haklılık payları vardı. Ama itiraz ederken esas meseleyi kaçırmışlardı.

En Son Çıkanlar