Berlin Belediye Başkanlığı, iktidardaki merkez sağcı partiden Kai Wegner’de olsa da sol partiler de Berlin Eyalet Parlamentosu’nda çok güçlüler. Sol partilerin yeni seçmenler kazanmak için gelişigüzel şekilde vatandaşlık dağıttıkları öne sürülüyor. Gelecekte bu vatandaşlıkların iptal edileceğini iddia eden bazı Almanlar da var.
Sivas'ta tanık olduğumuz linç kültürü, köklerini derin bir korku ve önyargı ikliminden alıyor. Toplumun bir kesimi sistematik olarak 'öteki' diye kodlandığında ve bir güvensizlik iklimi yaratıldığında, adalet ve merhamet gibi temel değerler belirli bir kimliğin sınırlarına ve dayanışmasına hapsedilir ve 'öteki' ile eşitsiz ilişki zamanla hınca ve nefrete dönüşebilir. Bu yabancılaşmayı aşmanın yolu, farklılıkları bir ‘öteki’ ve tehdit değil, toplumsal bir zenginlik olarak gören çoğulcu bir toplumsal düzen anlayışını hayata geçirmekten geçer. Bu, her bir bireyin "birinci sınıf vatandaş" olarak görüldüğü, kimliğinin, inancının veya düşüncesinin aşağılanmadığı, hor görülmediği bir düzeni tesis etmeyi gerektirir.
Ben kırk yıla yakın bir süredir bu bölgede yaşayanlardanım. Komşularım, dostlarım, okurlarım var buralarda. Nedense yönetimler bu bölgeye kuşkulu gözlerle bakar. Son yıllarda, gösterileri engellemek gerekçesiyle yüzlerce, belki binlerce polis hazır bekliyor. Beyoğlu’na çıkan bütün sokaklarda demir barikatlar kurulu. Diyelim ki Beyoğlu’nda oturan bir vatandaşsınız, sadece bir kahve içip evinize dönmek istiyorsunuz; o durumda bile kapsamlı kimlik kontrollerinden geçmek zorunda kalabiliyorsunuz.
Mayıs ayında Özbekistan’ın tanınmış alimlerinden biri, Alisher Tursunov sessiz sedasız geri gönderildi. Alisher Hoca’nın Özbekistan’daki tutuklanma gerekçesi: “Dini materyal oluşturma suçu”. Böyle bir suça hukuk sisteminde yer veren bir devletin bireyi nasıl yargılayacağını anlamak için uzman olmaya gerek var mı? Özbekistan’ın Alisher Hoca’nın kendisine gönderildiğini ve tutuklandığını açıkladığı günden bu yana durumuyla ilgili hiçbir açıklama yapmaması, avukatının ve yakınlarının Özbekistan’da hocadan haber alamadıklarını dile getirmeleri maalesef kimseyi şaşırtmıyor.
Babacan, DEVA’yı kurarken ısrarla muhafazakar olmadıklarını, çoğunluğun AK Parti’den gelenlerde olmadığını söyledi. İdeolojilerin, sağın, solun geride kaldığını anlattı. Günün sonunda DEVA’da sadece AK Parti kökenli milletvekilleri kaldı. Çünkü ideolojiler sadece kitabi değildir. Kriz anlarında kendi ideolojik evini kuramayanlar baba ocağına geri döner.