2025 kötü bir seneydi, 2026 daha da kötü olacak. Dünyanın direksiyonunda önündeki yola değil, arkasındaki Epstein belgelerine, dibindeki Venezuela petrollerine bakan Trump var. Dünya her sandığa gittiğinde sabahına yeni bir Trump ile uyanıyor; İsrail Gazze soykırımının taze ateşini tüm bölgeye yaymaya çalışıyor. Ukrayna ve Rusya barışı meçhul, yapay zeka ve teknopat iş adamları güç pekiştiriyor. Fakat her şeye inat Zohran Mamdani, Sumud filosu, İsrail’e karşı kurulan büyük insanlık ittifakı sessiz ama derinden yeni bir hikaye yazıyor. Yine de bildiğimiz dünya başımıza yıkılırken, iflah olmaz iyimserliği geride bırakmak, ihtiyatlı karamsarlığımıza sığınmakta fayda var. Toksik iyimserliğinizi terbiye etmezseniz, bu yeni dünya 2026’da sizi fazlasıyla üzecek.
Yeni milliyetçilik; lider, devlet, güç, başarı, büyüme unsurları üzerinde yükselmeye başladı. Bugün itibarıyla bu siyasi dalga yeni girdilerle devam etmekte, uluslararası çatışma-gerginlik iklimi de bu algıya destek vermektedir. Avrupa’nın yeni bir güvenlik yapısı arayışına girmesi Türkiye’ye yeni tanımlar yükledi.
Bunların en önemlisi, Türkiye’nin güçlü ordusuyla, yükselen savunma sanayisiyle Avrupa’ya stratejik ortak olma ihtimalidir. Bu durum, Türkiye’nin Avrupa değerlerine yaklaşması meselesini iyice bir kenara itmekte, hatta otoriter siyasi istikrarı kırılgan bir demokratik dönüşüme yeğler görünmektedir.
“İslamcılık milli birliğimize karşı en büyük tehdittir”, “Çocukların korunması maksadıyla […] 16 yaşından küçük çocukların oruç tutması [ve] 16 yaşından küçük kız çocuklarının başörtüsü takması yasaklanmalıdır”, “spor müsabakalarında uygulanan başörtüsü yasağı tavizsiz uygulanmalıdır”. Benzerlik şaşırtıcı olsa da okuduklarınız 1997 senesinin soğuk bir Şubat günü Ankara’da toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun kararları değil. Fransa Senatosu’ndaki “merkez” sağ grubun geçtiğimiz ay yayınladığı bir raporda yer alan tavsiye niteliğindeki tedbirler.
Trump, Moskova’da liberal düzeni sona erdiren bir figür olarak resmediliyor. RIA Novosti yazarı Yakovenko'ya göre, Trump liderliğindeki muhafazakâr “sağduyu devrimi”, Sovyet perestroykasının Amerikan versiyonu.
Veriler çok net bir hikâye anlatıyor: Hukukun üstünlüğü geriliyor; Demokrasi zayıflıyor; Özgürlükler daralıyor; Ekonomi kırılganlaşıyor, Toplum mutsuzlaşıyor. Bu bir ideolojik yorum değil, ölçülebilir bir nedensellik zinciri.