GÜNÜN YAZILARI

Başkanlık sistemi CHP’yi çözüme zorluyor

Çözüm Süreci sona ermişti ve CHP’nin sahici bir adım atılmasını talep etmeden sadece konuşarak durumu idare etmesi uzun süre mümkün olabildi. Bahçeli, “E haydi buyur, çözümün gereklerini yap” dediğinde, CHP İmralı’ya giden tekneye binemedi. Çok erken gelen bir krizdi bu. Erken olduğu ölçüde CHP’yi de hazırlıksız yakaladı.

Avustralya Parlamentosu’nda burka krizi: Müslümanların hakkını Çin asıllı Dışişleri Bakanı savundu

Avustralya Parlamentosu’na burka giyerek giren Pauline Hanson’ın provokasyonu, sıradan bir protesto olmaktan çıkıp çokkültürlü toplum yapısını hedef alan bir krize dönüştü. Asıl kırılma ise Dışişleri Bakanı Penny Wong’un kendi aile geçmişinden örneklerle yaptığı sert konuşmayla yaşandı; tartışma güvenlik söyleminden çıkarak saygı ve aidiyet meselesine dönüştü.

Eve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek

En son Bese Hozat’ın "biz eve dönmek değil, siyaset yapmak istiyoruz" çıkışı "bakın eve dönüş istemiyorlar " diye lanse edildi. Halbuki eve siyaset yapmak için dönmek istiyoruz demişti. Bundan daha doğal ne olabilir ki? Ama dün PKK’yi ve legal Kürt siyasetini şeytanlaştırarak seçim kazanma stratejisi, bugün ayak bağı hâline geldi. Kamuoyu çözümden teslim olmayı bekleyince karşı taraf da öyle olmadığını hatırlatıyor. Bu da “hani silah bırakmışlardı” itirazlarına neden oluyor. Bunu düzeltmek için sürece bazı nefes boruları açılması. Bunlardan ilk Demirtaş’ın bırakılması olmalı.

Evrim tartışmalarında asıl soruyu kaçırıyoruz?

İhsan Şenocak’ın evrim kuramını eleştiren kitap yazması ile evrim kuramı tartışmaları İslami camiada yeniden gündeme geldi. Ben evrim teorisinin başarılı bir bilimsel kuram olduğu kanaatindeyim. Diğer taraftan ben Müslümanım. Evrenin ve tüm canlılığın bir yaratıcının planı dahilinde yaratıldığı kanaatindeyim. Yani hem evrimci hem yaratılışçıyım ve ikisinin çeliştiğini düşünmüyorum. Hatta bu iki kavramı karşı karşıya getirmenin bir kategori hatası olduğu kanaatindeyim.
- Advertisement -

İsmet Özel’in Şiir Okuma Kılavuzu pek çok başka konuda da kılavuzluk edebilir

Bugün sadece İsmet Özel’in 1980’de basılan ve belki de -özellikle muhafazakar kesimde!- en çok okunan kitaplarından olan Şiir Okuma Kılavuzu’ndaki (Tiyo yay.) bazı cümlelerini tartışmaya açmak ya da ne demek istediğini anlamaya çalışmak istiyorum. İsmet Özel’in oldukça erken bir dönemde burada anlatmak istediklerimin tam olarak farkında olduğunu ve sonradan edindiği yerini ya da tuttuğu yolu buna göre oluşturduğunu düşünüyorum.

En Son Çıkanlar