GÜNÜN YAZILARI

“Keşke Allah kadınları yaratmasaydı?”

Bakın ne diyor BBC’ye konuşan Afgan bir kadın; “Keşke Allah kadınları yaratmasaydı.” Bu nida Müslüman bir kadın olarak benim için o kadar ağır ki, hem İslam, hem kadın kimliğim yara alıyor. Afganistan’daki kadınlar, kardeşlerimiz, kaderdaşlarımız ters 28 Şubat yaşarken Müslüman kadınlar olarak, Türkiyeli Müslümanlar neden bu kadar sessiziz bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Kabil Havalimanı’nı kimin yöneteceğini kadınlara uygulanan baskıdan daha çok konuştuk. Konuşursak İslam baskıcı olarak görülür diye mi korkuyoruz? Taliban’a dokunmak İslam’a dokunmak değildir ki.

Hayat uçan-konan duygulardan ibaret

Bir memleket değil de “bir ruh hâli” olan bir ülkeyi “hiçbir şey olamayan her şey” olarak tanımlasak… Yahut koca bir hayatı, öyle ülkelerin, hayatların içindeki insanları. Sonra mırıldanıp “Hislerimi değil de düşüncelerimi söylemekten bıktım” desek. Bir eşya, madde, “şey” değil de “duygu koleksiyonu” kursak bir ülkede, bir hayatta ya da bütün bunları hissettiren bir filmde… Adı “Bir avuç doğrunun (gerçeğin) yalan yanlış güncesi” olurdu belki de.

Erdoğan’ın standart menüsü ve muhalefetten beklenen cevap

Muhalefet seçim ortamının iktidar tarafından ideolojik ve psikolojik olarak sonuna kadar ‘sömürülme’ ihtimaline hazır olmalı. İktidar söyleminin üzerine çıkmak için yapılanların yanlışlığına, adaletsizliklere, aklı ve bilimi dışlayan uygulamalara yüklenmek, vatandaşın sıkıntılarını dile getirmek yeterli olmayabilir. Muhalefet toplumun isteyeceği ve gerçekçi bulacağı alternatif bir devlet, millilik, vatandaşlık ve gelecek tasavvuru üretmek durumunda.

Nefreti fonlamanın bedeli: Ruanda Soykırımı’na yatırım yapan iş adamı Felicien Kabuga 90 yaşında sanık sandalyesinde

1994 Ruanda Soykırımı sırasında sadece 4 ayda ırkçı Hutular 800 bin Tutsiyi vahşice katletti. Soykırım boyunca ırkçı radyo RTLM, Tutsilere “hamamböceği” dedi, onlar için mermi harcanmaması, palayla öldürülmeleri gerektiğini söyledi, Tutsilerin ve liberal Hutuların ev adreslerini paylaştı, neşeli şarkılar eşliğinde katliam çağrısı yaptı. RTLM’yi kuran ve Hutu milislerine pala ve silah dağıtan zengin iş insanı Felicien Kabuga, 20 sene sonra Fransa’da yakalandı ve 90 yaşında tekerlekli sandalyeyle sanık koltuğuna oturdu. Kabuga’nın suçlu bulunması durumunda sadece tetiği çeken kullanışlı aparatların değil, silahı o ellere verenlerin, sırtları sıvazlayanların da hesap vermesi sağlanacak.
- Advertisement -

Ukrayna’nın Stalingrad’ı gelip çattığında, Türkiye ne yapacak?

İnsanlığın tecrübe birikimi her zaman geriye dönüktür. Önümüze yeni yeni olaylar gelir. Anlamaya ve adlandırmaya çalışırken ister istemez geçmişe bakarız. “Şimdi buna ne diyeceğiz? Tanıdık geliyor mu? Daha önce yaşadıklarımızı andırıyor mu, ya da hangisini andırıyor? 20. yüzyıl ortalarında A olmuş, sonra B olmuştu. Son aylarda A’yı hatırlatan bazı şeyler cereyan ediyorsa, B de mi tekrar kapımızı çalıyor acaba?”

En Son Çıkanlar