GÜNÜN YAZILARI

“Dayı”lar entelektüellere karşı

İsminin önünde profesör yazıyor diye söylediklerini dinlememiz gerektiğini düşünenler, bir daha düşünsün. Dünyayı kasıp kavuran entelektüellik karşıtı akım, küresel ısınmadan ekonomik stratejilere, insanlığın ilerlemesini sağlayan her şeye savaş açmış durumda.

Nureddin Nebati ile “neredeen nereye”

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2014 yılında AK Parti teşkilatlarının zihinsel dönüşümü üzerine yazdığı doktora tezinde AK Parti’nin “tüm kurum ve kurallarıyla işleyen piyasa ekonomisinden yana” olduğunu, “devletin ekonomiye müdahalede bulunmamasını, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarla ulusal çıkarlar ölçeğinde işbirliğini” savunduğunu söylüyor. Bu tezini savunup doktora unvanı alan Nebati’nin yedi yıl sonra Çin’in model olarak alındığı yeni ekonomi modelin bakanlık koltuğuna oturması insanın ağzına o repliği takıyor: “Neredeen nereye?”

Bazı aforozlar yüzyıllar sürer

Ünlü filozof Spinoza’yı aforoz eden Amsterdam Sefarad Cemaati, Spinoza uzmanı filozof Melamed’in cemaat binalarını ziyaret etme ve film çekme isteklerini reddetti. Bununla da kalmayıp Melamed’i persona non grata ilan ettiler. Aslında 2021’deki karar, 1656’da 23 yaşında aforoz edilen Spinoza’nın aforozunu resmileştiren herem belgesine uygun: “Kimse onunla yazılı veya sözlü yoldan iletişim kurmayacak, ona herhangi bir iyilik sağlamayacak, aynı çatı altında bulunmayacak ve onun tarafından yazılan ya da hazırlanan hiçbir eseri okumayacaktır.”

“Kadınlar Matinesi”nden “Damsız Girilmez”e

“Aileye Mahsustur” tabelaları, diskoteklerde “Damsız Girilmez”e dönüşüyor. Zira ailenin muhtevasında bir kadının olması şart. Lâkin ailenin inşası/binası öyle bir “dam”la olmuyor. Aile deyince, “dam”ına filan değil önce her kavram gibi neyin üzerinde durduğuna bakmak lâzım. Ki medenî tarihimizin ve onun izdivaçla vücut bulan “medenî hâl” manifestosunun hatırlattığı gibi “Erkek evin, ailenin direği”...
- Advertisement -

Yarım simit…

Sabah erkenden işe gidenlerin favori kahvaltısı olan simit, artık ortak alınıp yarım yenecek bir ürün haline geldi. Simit, ülkenin ortak yiyeceği olmasının ötesinde memleket duygusunu da yaşatır insana. Her TC vatandaşı kendi şehrinde çıkan simidin simitlerin en iyisi olduğunu iddia eder. Simidin en güzelini -eğer gurbetteysen- doğup büyüdüğün şehirdeki fırıncılar yapar. Simit üzerinden yürüyen ‘şehir fetişizminin’ sonu hiçbir zaman gelmez.

En Son Çıkanlar