GÜNÜN YAZILARI

Helalleşmek, yüzleşmek, hesaplaşmak…

Devleti yöneten siyasi irade. Bu açıdan, Kılıçdaroğlu’nun hamlesi, bir 'uzun tarihin ele alınıp değerlendirilmesi' olarak okunabilir. Kılıçdaroğlu, helalleşmeyi siyasi bir özür olarak kabul ediyor. Olayın hukuki tarafının ise yargının, adaletin işi olduğunu söylüyor. 2005’te, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan Diyarbakır’da, bölge halkından geçmişte yaşananlar adına, Dersim adına özür dilemişti.

Türkiye 2017’de BM’ye neler demiş neler…

2017’de İsviçre’nin Crans Montana kasabasında gerçekleştirilen Kıbrıs zirvesinin tutanakları sızdırıldı. Kıbrıs’taki Rum ve Türk basınında yer alan tutanaklarda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu eşit yönetim koşuluyla “Türkiye, Garanti ve İttifak Anlaşmalarının feshedilmesini kabul edebilir. Tek yanlı müdahale hakkından da vazgeçebilir” diyor. Rum basını, bu taahhüdün yazılı versiyonunu isteyen, alamadığı için de görüşmeleri sonlandıran Anastasiadis’i sert biçimde eleştiriyor.

Papa Francis Katolik dünyasını sarsıyor…

Hiçbir papanın yapamadığını yaptı, Katolik Kilisesi’ni yumuşattı daha sevimli bir hale getirdi. Küresel bir hayranlık kazandı. Vatikan Sarayı yerine iki odalı basit bir apartman dairesinde yaşamayı seçti. Geceleri korumasız olarak yoksul mahallelere giderek insanlarla ekmeklerini paylaştı.

Cemaat’i 15 Temmuz’a ‘sürükleyen’, AK Parti’yi 50+1 ‘tuzağına düşüren’ bir aktör mü vardı?

Gazeteci Ahmet Dönmez’in “Cemaat içeriden 15 Temmuz’a adım adım nasıl sürüklendi” yazı dizisiyle, AK Parti içinden gelen “50+1 tuzaktı, bizi bu tuzağa sürüklediler” sızlanmaları, eski iktidar ortaklarının bugünden bakıldığında hayli tuhaf görünen hamlelerini (Cemaat için darbe teşebbüsü, AK Parti için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve 50+1) biraz daha anlaşılır kılıyor. Ortada bir sürüklenme, tuzağa düşürme varsa “sürükleyen”, “tuzağa düşüren” özne kim olabilir?
- Advertisement -

Ekonomik kriz “bağımsızlığın” bedeli mi?

Türkiye’nin ekonomisinin iyi yönetildiği dönemlerdeki bağımsız iç ve dış politika adımlarının ekonomik bedeli olmadı. Çünkü işler hala kitabına uygun olarak yürütülüyordu. Türkiye, 2017’den sonraki otoriterleşme sürecinde bile eğer irrasyonel tezlerin peşinden gidilmeseydi ve ekonomi yönetimi ehil olmayan kadrolara emanet edilmeseydi bütün dünyadan negatif ayrıştığı bu rakamları görmeyebilirdi.

En Son Çıkanlar