Kapıdaki adama babamı göreceğim, Cemal Hoca’yı, diyorsun. Önce kapı açılıyor içeriye giriyorsun, buz gibi bir yer. Ortada bir masa, duvarda çelik kasalar. Adam açtı birini tuttu çekiyor. Birden babanın gülümseyen yüzünü görüyorsun. Sararmış bıyıkları sarkmış, kırlaşmış saçları uzamış. Eğilip, saçlarını okşuyorsun, oysa bunu babanın sana yapmasına alışkınsın, soğuk alnına elini koyuyorsun, düşmüş kapaklarının altında göz bebeklerinin hareket ettiğini görüyorsun. Hem korkuyorsun hem umutlanıyorsun.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı devam ederken Almanya’da pasifizm tartışmaları büyüyor. Scholz geçtiğimiz günlerde “Her türlü pasifizme ve görüşe saygı duyarım. Ancak Ukrayna vatandaşlarına Putin’in saldırılarına karşı kendilerini pasif direnişle savunmalarının söylenmesi onlarla alay etmektir. Bu artık mümkün değildir” dedi. İşgalin boyutlanması ve Rusya tarafından işlenen savaş suçlarının uluslararası kamuoyunda infial oluşturması, yanısıra başta ABD olmak üzere önemli ülkelerin Rusya ile sahada aktif olarak mücadele etmek istemesi Almanya’yı hiç istemediği bir konuma itebilir.
Dün gün boyu henüz bir kez bile seçime girip test olmamış, mültecilere karşı yükselen öfke dalgası üzerinde tehlikeli bir sörf yapan Ümit Özdağ’ın tavizsiz Kemalistliği, ırkçılık sınırlarında sık sık sınır ihlali yapan milliyetçiliği, İçişleri Bakanı’nı düelloya çağıran kabadayılığı övülürken, bundan üç yıl önce CHP tarihinin son 30 yıldaki en büyük seçim başarısının altında imzaları olan üç isim ise linç edildi.
Açık ki, Mustafa Kemal ve çevresindeki kurucu kadrolardan Şükrü Elekdağ, Uğur Dündar ve Hande Karacasu’ya kadar tüm Türk büyüklerinin aklında ‘Türk’ ırksal/etnik bir kavramdır, ‘şunun bunun kanıyla karışmamış’ olmakla ilgilidir. Ve Sözcü gazetesinin sadece milliyetçi değil, hem milliyetçi hem ırkçı olduğu su götürmez bir gerçektir.
Ben demiyorum; onlar diyor. Avrasyacıların kendileri birleştiriyor üç ülkeyi. Çin, komünist bir tek parti rejimi. Üstüne üstelik, Şi Cinping tek adam ve ömür boyu parti-devlet lideri. Rusya’da güya çok-partili seçimler yapılıyor. Ama fiiliyatta Putin de tek adam ve ömür boyu lider. Devlet güvenlik polisinin gizli bir birimine istediği suikasti yaptırıyor. Hukukun bağımsızlığı ve basının özgürlüğü diye bir şey yok. Mahkemelere hükmediyor. Medyaya hükmediyor. -- Bu mudur, çok beğendikleri? Türkiye de böyle olsun mu istiyorlar?