Dev-Genz manifestosunu okudunuz mu? Altı maddeden oluşan bu kısa bildiri, altındaki notu dikkate alacak olursak yapay zekâya (ChatGPT 4o) yazdırılmış. Çocukların siyasetle ilgilenmesini, memleket ve dünya meseleleri üstüne düşünmesini sağlamak doğru, ama onlara “siyasi ödev” yüklemek açıkça istismardır. Her kuşağa şapka takıp cepheye göndermekten artık vazgeçilsin. Gençlere talimat verilmesin. İkramda bulunulsun.
Sergen Yalçın’ın yıllar önce “Mourinho’yu, Guardiola’yı da getirseniz olmaz, aşı tutmaz” sözü, bugünlerde Fenerbahçe’nin yaşadığı süreçte yankılanıyor. Mourinho, kariyeri boyunca pragmatik, sonuç odaklı futbol anlayışıyla tanınır. Direkt hücum ve geçiş oyunlarının ustası olarak, Porto, Chelsea, Inter ve Real Madrid gibi kulüplerde bu stratejiyle büyük başarılar elde etti. Ancak Fenerbahçe’de, ne bu geçiş oyununu tam anlamıyla uyguladı ne de dominant, hegemonik bir oyun inşa edebildi.
Sırrı Süreyya Önder’in yaşadığı bir insanın hastalanması değil. Bu bir barış yürütücüsünün duraklamasıdır. Böylesine devasa bir sorunu omuzlamak ve kendi lisanı ve lisan-i haliyle milyonlarca insanı bu hikâyeye ortak etmeyi başarmak herkese nasip olmayan bir değerdir. Önümüzdeki bir iki aya sıkıştırılmış bu takvimde, bazen günlere değil saatlere bile ihtiyaç varken, yokluğunu kabullenmek mümkün değil. Bu, bir abartı değil. Bu, zamanın kendi insanını bulmasıdır.
Aynı anda Öcalan’ın, Kandil’in, Erdoğan’ın, Bahçeli’nin, muhalefetin güvenini sağlamış olmak, DEM Partili ya da AK Partili başka biri anlatsa ihanet, suç, terörle işbirliği, devletle işbirliği gibi gelecek işleri televizyona çıkıp halka anlatabilmek, en sert topları, en radikal çıkışları göğsünde yumuşatmak büyük bir yetenek.
Ortaokuldaki “Cola boykotu”nun ardından öğretmenlerin 1969 “TÖS Boykotu”nu yaşıyoruz. Bugün iktidarın “Proje” okullarındaki sürgünlere karşı boykot yapan Ankara Cumhuriyet Lisesi’nde, 56 yıl önce… Derse girmemenin zaten “can” olduğu günler. Biraz “tadımızı kaçıran” ama çaktırmadan kaytarabildiğimiz Cola boykotundan da farklı. Onda gâvura kızıp -arada- “oruç” bozmak caiz gibi. Lâkin ikincisi ayan beyan “boykot kırıcılığı”.