“Yağmurun Altında” mültecilerin ve yerleşiklerin birbirine geçmiş yaşam mücadelesi. Kaçış noktası olan bir nehir kenarı köyünde, savaştan kaçanları rızık olarak gören, istismar etmek için çete kuran adamların, yoksulluğu öne sürerek düştükleri gayya kuyusu.
O küçük, derme-çatma, hepi topu üç metreyi ancak aşan boyuyla Koca Apt.’ına bakarken, kendimi de içinden çekip çıkarmadan, umumî haliyle yaşadığım ülkeye bakıyor gibi hissettim açıkçası.
Solda, Eski Bolşeviklerin imhasının yargı ayağı, kendisi eski Menşevik, dağdan gelip bağdakini kovan, Moskova Duruşmalarının başsavcısı Andrey Vyshinsky. Sağdakini herkes tanıyor.
Avrupa ile olan rekabetimizi ‘onlar’ kazandı. Çünkü belirsizliğe, bilmeme haline ve değişime razı oldular. Biz hala razı değiliz… O nedenle de zihniyetimiz değişmediği sürece Batı’nın kültürel ve bilimsel hegemonyası altında kalmaya mahkumuz.
Gerçekliğini kaybetmiş bir ülkede, bir genç adamı henüz bir ergenken yazdıkları için arenada aslanların önüne atıp, kendi ahlakımızı kurtardık. Şov kaldığı yerden devam edecekti bir şekilde.