Yazarlar

Not (2) Sonra bir gecede nasıl dönüverirler

18 Haziran 1941’de Türk-Alman Dostluk Paktı’nu Dışişleri Bakanı sıfatıyla Türkiye adına imzalayan, yukarıda sağda resmini gördüğünüz Şükrü Saraçoğlu, TBMM’nin 23 Şubat 1945 oturumunda bu sefer Başbakan sıfatıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin daha ilk tehlike ânından itibaren özüyle, sözüyle ve silâhlı gücüyle “demokratik milletler”in yanında yer aldığını ve daima bu politikayı izlediğini söyler. Almanya’ya savaş ilânını bu ifadelerle gerekçelendirir.

Kilise, cami, müze ve koz

921 yıl kilise, 482 yıl cami, 85 yıl müze olarak hizmet veren Ayasofya, son 50 yıldır da siyasetçilerin seçimlerdeki kozu ya da uluslararası ilişkilerdeki kartı haline gelmiş durumda. Halbuki bir Bakanlar Kurulu kararıyla müze olan Ayasofya, yine bir bakanlar kurulu kararıyla kolaylıkla camiye çevrilebilir. Ama o zaman bir kart ya da koz olma vasfını kaybeder.

Not (1) Büyüyen bir iğrenme ve iç bulantısı

Hepsinin etekleyenleri, diz çöküp yeri öpenleri oluştu. Ama zamanla büyüyen bir tiksinti de doğdu. Bu da demokrasinin zigzaglı da olsa gelişmesinin bir parçası.

Muhalefet ve siyasî aklın gereği

Bir, kamuoyunda bu tür tartışmaların, taraf olan partilere zararının dokunacağına dair bir kanaat var. İki, partilerin tabanları böyle polemiklere girilmesine taraftar değil. Ve üç, araştırmaya katılanların yaklaşık yarısının bu tartışmaya ilişkin sorular hakkında bir fikir dile getirmemesi dikkat çekiyor.
- Advertisement -

Cirmi kadar yer yakan kesinlikler için kocaman hayâllerden vazgeçmek…

Netlik aramanın, belirsizlikten, dolayısıyla hayâl kurmaktan kaçınmanın zamanımızın hastalığı olduğunu biliyoruz artık. Herkesin karnı tok, sırtı pek, herkes en güvenli alanda hareket etmeye çalışıyor. Bol bol meşguliyet icat ediliyor, boşluğa yer yok. Gerçek bir boşlukla karşılaşmak neredeyse imkânsız. Boşlukta, kontrol dışı düşüncelerin veya hayâllerin kafamıza doluşması tehlikesi var.

En Son Çıkanlar