Geçenlerde sosyal medyada bir video seyrettim. Başında takkesi, üstünde yeleği, kır sakallarıyla, lakabı medyada yakasına iğnelenen bir “Hacı Amca”, elinde mikrofonu şarkısını söylemeye hazırlanıyor.
Bugün artık birkaç televizyon dışında herkes kendi kanalında fikirdaşlar arası kapalı devre yayınlar yapıyor. 90’larda televizyonlara çıkabilen insanların çoğu ya yasaklı konuk listelerinde ya hapishanede ya da sürgünde.
Önceki bölümlerde muhalefetin Demokratik Açılım ve onun paralelinde MİT ile KCK arasında gizli olarak yürütülen Oslo süreçleri konularındaki tavrını hatırlamıştık. DPI için kaleme aldığım “Kürt Sorununa Çözüm Çabaları: Tarafların ve Muhalefetin Pozisyonları (2002-2019)” başlıklı raporun bu bölümünde ise muhalefetin Çözüm Süreci’ne dair yaklaşımını hatırlayacağız. (NOT: Bu rapor Demokratik Gelişim Enstitüsü-DPI için hazırlanmıştır ve onun izniyle yayımlanmaktadır.)
Bazen İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan kopup Cumhur İttifakı’na katılacağı yönünde haberler ve yorumlar çıkıyor. İYİ Partililerin bazı demeçleri de bu tür haber ve yorumları destekleyici bir işlev görüyor. Lâkin iki faktör böyle bir değişimi imkânsıza yakın derecede zorlaştırıyor. Biri, Bahçeli’nin ve MHP’nin varlığıdır. Diğeri ve daha mühimi, İYİ Parti seçmeninin sosyolojisidir.
Bu çıkış, gazetecilerin örgütü olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin gücünü olumsuz yönde etkiledi, gazetecilerin örgütlenmesine darbe vurdu. Daha sonraki yıllarda birkaç girişim olduysa da gazete patronları aralarında anlaşamadıkları için sonuç alınamadı, Bayram gazetesi de unutulup gitti. Fakat bu bayram durum farklı. 81 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanacak.