Bugün HDP’liler diğer partilerin ittifak içinde onlarla yana görünmek istememesinden, yalnız bırakılmaktan şikayet ederken, yüzde 13 oy almış, ülkenin üçüncü partisiyken neden meşruiyet için başkalarının desteğine bu kadar muhtaç hale geldiklerine herhalde cevap arıyorlardır.
DPI için kaleme aldığım “Kürt Sorununa Çözüm Çabaları: Tarafların ve Muhalefetin Pozisyonları (2002-2019)” başlıklı raporu yayımlamaya devam ediyoruz. Raporun bu bölümünde, KCK’nın 9 Eylül 2013’te PKK’lıların Türkiye sınırlarının dışına çekilmesi kararını durdurmasıyla başlayan “Çözüm Süreci’nin sonbaharı”nda yaşanan gelişmeler ele alınıyor. (NOT: Bu rapor Demokratik Gelişim Enstitüsü-DPI için hazırlanmıştır ve onun izniyle yayımlanmaktadır.)
Türkiye’de laik ve hatta özgürlükçü mahallede de, en iyi kadın kişisel konularda en suskun kadındır. Mesela, kadın hakları üzerine istediğiniz sivrilikte konuşabilirsiniz ama bir kadın olarak kendi haklarınızdan bahsederseniz, hemen o dışlayıcı ve hatta ruhsal olarak kadınlığınızı sorgulayıcı erkek bakışı ile karşılaşırsınız.
Ben de düşünüyordum; çok tuhaf, kafamdaki fikirler ve klavyemden ekrana dökülen ifadeler neden bu kadar tanıdık geliyor diye. Meğer bir anlamda intihal yapıyor, kendi kendimden çalıyormuşum.
DPI için kaleme aldığım “Kürt Sorununa Çözüm Çabaları: Tarafların ve Muhalefetin Pozisyonları (2002-2019)” başlıklı raporu yayımlamaya devam ediyoruz. Raporun bu bölümünde Çözüm Süreci’nin hangi aşamalardan geçerek geliştiği ve Dolmabahçe Mutabakatı’nın kadük olmasıyla birlikte nasıl sona erdiği ele alınıyor. (NOT: Bu rapor Demokratik Gelişim Enstitüsü-DPI için hazırlanmıştır ve onun izniyle yayımlanmaktadır.)