Kadını kendisine verilen bir ‘hediye’, aynı zamanda ‘emanet’ olarak gören bir anlayışın iyi niyetini sorgulasan ne sorgulamasan ne? Kadınlar böyle erkeklere neden güvensin?
Hangi inanç sisteminde olursa olsun ibadetin bir sükûnet ortamı istediğinde herkes anlaşır herhalde: O kadar çok gürültü oldu ki müze-cami konusu gündem belirleme taktiği olduğu besbelli.
Topçu’nun önemli bir farkı, siyaseten kullanışlı görüşlere sahip olmayışı ve bu sayede kendi kendisini araçsallaştırılmaktan koruyabilmesidir. Topçu “bir şeyci” değildir çünkü. Sanılanın aksine, Türkçü değildir, İslamcı hiç değildir, solcu da değildir, liberal değildir, muhafazakar değildir çünkü bir şeyci değildir. Bütün bunların hepsinde özel ve önemli yanlar görür ve alır, bu yönüyle eklektiktir denebilir.
Tüm cinsel kimlik ve yönelimlere eşit yaklaşım en temel insan hakkı değil mi? İnsanlığın en eski tarihlerinden beri eşcinsellik bir gerçeklik. Bazı toplumlar ve bazı dönemlerde bu yönelim, tarihin bazı dönemlerinde ağır baskılara maruz kaldı.
Tarık Buğra, Beşir Ayvazoğlu’nun olağanüstü biyografisi ‘Büyük Ağa Tarık Buğra’da anlattığı gibi yalnız, bağımsız bir entelektüeldi. Milliyetçi çevrelerde bulunmuş ama hamaset ve siyaset rüzgarlarına kapılmamıştı. Belki ortada kalmış bir yazar olduğu için bugün kitaplarının bir kısmını Ötüken’de bir kısmını İletişim Yayınları’nda bulmak mümkün. Ne hazindir ki kızı Prof. Ayşe Buğra’nın 1988 yılında evlendiği damadı Osman Kavala, onun erken cumhuriyet dönemini anlatan romanlarındaki gibi haksızlıklarla boğuşuyor 1000 gündür.