Bu saldırıyı kimse “olağan” karşılamamıştır herhalde. Fakat büyük şaşkınlık yarattığını da pek söyleyemeyiz. Siyaset ve medya el ele, ağır çatışma, suçlama ve tehdit dilinin çıtasını yükseltmekle meşguller. Bu konuda iktidar ve muhalefetin, kendi içlerinde nüanslar taşısalar da aynı mecrada yürüdüklerini, nesnelliği zerre kadar sorun eden her gözlemci teslim edecektir.
ABD ve Batı şaşkın. Artık Rusya daha inisiyatifli hareket ederek bölgeye yığınak yapıyor. Irak ve İran'daki yönetimlerin de desteği bu yönde. Onlara Lübnan Hizbullah'ı da eklenince tablo belirginleşiyor.
HDP'nin seçim bildirgesinin ciddiye alınacak bir yanı yok. Kaldı ki, kendilerinin bile seçim bildirgesini açıklarken içten içe seçmenlerle alay ettiklerini, dalga geçtiklerini düşünüyorum.
İster mülteci, ister sığınmacı olsun hayatı pahasına Avrupa’ya girmeyi başaranların yakasını yeni sorunlar bırakmıyor. Çünkü hayallerini kurdukları Avrupa, zorlu, uzun ve bazen sonu belli olmayan bir yolculuğun başlangıcı olarak karşılarına çıkmaktadır.
Amaç Türkiye’yi ‘seçim yapılamayan ülke’ statüsüne oturtmak ve böylece ülkenin ‘anormal koşullardan’ geçtiğini tescil etmek… Sonrasında bu ‘anormal koşulların’ AKP diktatoryası nedeniyle yaşandığını öne sürmek ve buna Batı dünyasından destek almak hiç de zor olmaz.