Harran Üniversitesi öğretim üyesi Nazmi Kadri Ekinci "HDP'ye verilen oylar Kürtlerin kendilerini Ankara'da temsil etmesi için verildi. Bizi Ankara'da sen temsil et demek, biz PKK anlamında özyönetim istiyoruz demekten o kadar uzak ki!" diyor.
Daha işin başında tek bir ses olunamayacağı belli olmuştu. SDP, CHP ve MHP’ye davet gönderirken, HDP’yi es geçmişti. Altı milyon oy alan bir parti, tek olması istenen sesin içinde mütalaa edilmemişti. “HDP, çağrılsaydı da gelmezdi zaten” denilebilir elbette ama bu toplantıyı organize edenlerin teklik tasavvurundaki vahameti ortadan kaldırmaz.
Daha komik olan rastlantı, kahvecide buluşacağım arkadaşımla, “vikipedia”nın ücretlendirilme(me)si üzerine o takside yaptığımız muhabbete, taksici abimin “komünizm” çözümlemesi ile katılmasıydı.
Bizi Ankara’da sen temsil et demek, biz PKK anlamında özyönetim istiyoruz demekten çok "uzak"ta. Kürtlerin demokrasi talepleri içinde kimlik esaslı bir yere oturmuştur ve bu oluşumda PKK mücadelesinin rolü inkâr edilemez. Ama bu durum verilen oyların mahiyetini değiştirmiyor. HDP Antalya’da Kürt oylarıyla milletvekili çıkardı. Sizce orada oy veren Kürtler demokratik özerklik projesine evet demiş mi oluyorlar?