Bugün (2 Kasım) ABD’nin birçok eyaletinde olduğu gibi Virginia’da da halk eyaletin valisini seçmek için sandık başına gidecek. İki tarafın toplam yaklaşık 120 milyon dolar harcadığı, Obama dahil birçok siyasetçinin dahil olduğu ve ana akım medyanın odaklandığı Virginia valilik seçimlerinde ise sadece bir eyaletin valisi seçilmeyecek, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler de kozlarını paylaşacak. Bu seçim, 2024 Başkanlık seçimlerinin ilk raundu.
Sahile doğru yürürken, tanıdık markalar, lokantalar, gözlükçüler, kafeler, yeni yeni açılıyordu. Açık hava konser salonunun önünden, sahile ulaştık. Sanırım 1.5 kilometre uzunluğuna yakın bir sahil yürüyüş yolu. Genişlik 50 metreye yakın. Ufkun bir ucunda Beyazıt Yangın Kulesi, Topkapı Sarayı, karşıda Adalar ve Kadıköy, Harem, Üsküdar. Öteki uçta birinci köprü ve Dolmabahçe’ye kadar uzanan 180 derecelik bir ufuk. İstanbul Modern’in yenilenmesi henüz bitmemiş.
Türkiye’deki bütün temel siyasi akımlar (muhafazakârlar, milliyetçiler, ulusalcılar, Kürtler) ‘emperyalizm’i ‘mutlak kötü’ olarak tarif etmede ve bunu iç siyasette bir malzeme olarak kullanmada birleşiyorlar, fakat ‘emperyalizm’ herhangi biriyle ortak hareket etmeye meyledince (hatta bazen ‘bir parmak bal’ bile yeterli olabiliyor) onunla işbirliğinde hiçbir beis görmüyorlar. İktidar basınının bugünkü (1 Kasım) hali bunu bir kez daha gösterdi.
Bu en zor gününde Erdoğan’a partisi, İslami kesimin dernek ve kanaat önderleri, bir grup liberal aydın, Ahmet Kaya, Adnan Şenses gibi sanatçılar, kınama açıklaması yapan İHD’nin dışında beklemediği iki yerden daha destek geldi. Avrupa Konseyi ve ABD...
Sorsak bilirler, sorulunca hepimiz biliriz: Dünyada ne kadar insan varsa o kadar çeşitlilik vardır, farklılık zenginliktir, insanın kendisini sürekli “çünki”lerle anlatmaya mecbur bırakılması haksızlıktır. Şimdi bile öyle ama 50 yıl öncesinin Ankarasını düşünün, “devrimci” “solcu” gençlerin ortak dünyasında “sakalsız bir oğlanın” kendine yer açmasının nasıl bir “tragedya” olduğunu düşünün. Hakkında çekilen belgeselde, arkadaşlarının çoğu hâlâ “eşcinsel”/“homoseksüel” kelimelerini bile telaffuz edemiyorlar. Öldürmemeyi bilen ama yaşatmak hakkında fikri olmayanların sıradan kötülükleri…