İkinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz Futbol Federasyonu, Sovyet liginin şampiyonu Dinamo Moskova’yı dostluk maçları için davet eder. Sovyet rejimi bu maçlara büyük anlam atfeder. Dinamo, Sovyetlerin Batı’ya üstünlüğünü göstermelidir.
Buraya bakan evlere imrenirim hep, onlarca ağacın olduğu bu bahçeye bayılırım. Ben burada okurken de severdim ama tek derdim dışarıya çıkmaktı. Okulun ağırlığına hazır değildim sınavı kazandığımda. Herkes çok gururlanmıştı hatırlıyorum. Kaç kuşaktır aynı okulda liseyi okumak marifet sayılıyordu bizim evde.
Kapitalizm sadece ekonomik koşulları belirlemiyor, aynı zamanda bize bir değerler sistemi de dayatıyor. Örneğin kapitalist bir toplumda kendini yıpratacak kadar çok çalışmak bir erdem kabul ediliyor ve böyle insanlar toplum tarafından onaylanıyor. Fakat işkoliklik de diğer bağımlılıklar gibi kaynağında derin acılar barındıran bir travma tepkisi.
İnsanı çarpan bir tanımla başlıyor belgesel: “Zorbalık sonuç isteyenlerin yönetim biçimidir” Ve sonra yine hümanist ve idealist duyguları katleden bir tespitle sürüyor: “İnsanlık tarihinde özgürlük norm değildir, hükmedilmeyi seviyoruz.” “Zor zamanlarda ortaya çıkıp, bunu ben çözerim diyen insanların cazibesine kapılıyoruz.” Yani zannedildiği gibi zorbalığın merkezinde zorbalık yok, rıza var.