Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) geçen hafta açıkladığı cinsiyet raporuna göre; dünya çapında aynı işi yapan kadın ve erkeklere farklı ücret ödemeyen ülke yok. Avustralya 53’üncü ve Türkiye 133’üncü sırada. Avustralya’da kadın ve erkeklerin eşit ücret alması için 26 yıl daha geçmesi gerekiyor. Pandemi öncesinde küresel çapta eşit ücrete ulaşmak için 99 yıl geçmesi gerekecekti. Şimdi bu süre 135 yıla uzadı. Bu hızda giderse Ortadoğu’da eşit ücret için ortalama 142.4 yıl beklemek gerekiyor.
Mübarek Ramazan ayının yaklaştığı şu günlerde, herkes ufaktan ufaktan hazırlıklara başlamışken, muhafazakâr camianın gündemi tanınmış bir hocanın attığı twitle, 8 şiddetinde bir depremle sallandı. Modernistlerin, tarihselcilerin, başörtüsü takmaktan vazgeçen kadınların yarattığı sarsıntıların hiçbiri bu kadar güçlü değildi kanımca.
“Yelekli Tevfik ve arkadaşları, bir ada ararlar. Sıkılmışlardır Rumelihisarı’nın uzun gecelerinden /(…) Yatak odaları sabah güneşi görecek, salon limanı alacak, çalışma masaları da dağ görünümlü. /Ve bir melankolya çiçeği, saksıda; suyu düzenli verilecek, yeri değiştirilmeyecek.”
Bu hafta Etyen Mahçupyan’a şirketlerdeki kültürel değişimleri sordum. Çünkü şirketlerde yaşanan kültürel değişim çalışmalarının büyük topluluklara da uyarlanabileceğini biliyoruz. Geçmişte şirketlere danışmanlık yaparken yaşadığı kişisel deneyimleri de konuştuk. Ve kitapta anlattığı United Airlines şirketinde yapılan çalışmaları ele aldık...
Önce gözü yaşlı bir anne çıktı ekrana. Üç çocuk annesi kızının eltisiyle birlikte aynı adama kaçtığını duyurdu. Ordu Fatsa’da yufkacılık yapan Muammer, dükkânı kapatıp iki eltiyle birlikte kayıplara karışmıştı. Gözü yaşlı anne kayıplara karışan kızının evine dönmesini istiyordu. İki eltinin isimleri de aynıydı. Hamide. Bu nedenle evlendikleri kardeşlerin yaşlarına göre büyük Hamide, küçük Hamide diye hitap edildi onlara…