Tarih defterlerini sürekli açık tutunca, güncel krizleri tarihi hesaplaşmaların bir parçası gibi gösterince, o kadar büyük laftan sonra diplomasiye şans vermek için sismik araştırma gemisini Akdeniz’den Antalya limanına çekmek gibi yerinde hamleler de bu büyük tarih anlatısı içinde geri adım ya da zayıflık gibi görünür.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, katıldığı online toplantıda “Atatürk” yerine üç kez “Gazi Mustafa Kemal” deyince, CHP’nin ulusalcı kanadındaki isimlerden “Atatürk’ten rahatsız mı oluyorsun” tepkisi aldı. Kaftancıoğlu: Atatürk sizi sopayla kovalardı.
Macron ve Erdoğan arasındaki tartışma sertleşirken, gerilimin merkezindeki Oruç Reis kablo ve ekipmanlarını toplayarak Antalya Limanı’na döndü. Haberi yapan Yeni Şafak’a göre ‘Almanya ve NATO’nun arabuluculuğundaki diplomasiye şans tanındı.’ Gazete haberini sosyal medya hesabından “Sizce doğru karar mı” sorusuyla duyurdu.
Dizi mevzusunu bitirmeyi düşünüyorum. Haftaya yine bir dizi üzerine yazabilirim, onu demiyorum, yani bu yazının asıl mevzusuna geçiyorum; şahane ve saçma sapan bir filmden bahsedeceğim. Eskiden mahalledeki sinemaya gelecek filmi bekler gibi şimdi de Netflix'e gelecek bazı filmleri bekler olduk ve bu da o filmlerden biri.
Bir de Çeltik Kilisesi vardı. Kilise ise çeltik ne alaka, çeltik ise kilise nereden çıktı, hiçbir fikrimiz yoktu. Tabii çok sonradan öğrendik o güzelim yapının hikayesini: Katolik Ermenilere ait bir kilise olduğunu, kitabesi olmadığından ne zaman inşa edildiğinin kesin olarak bilinmediğini, mimari özelliklerine bakılarak 16. yüzyılda yapıldığının tahmin edildiğini, 1914’ten sonra bir dönem çeltik fabrikası olarak kullanıldığını ve sonradan yıkılmaya terk edildiğini.