Yanındayız

Sezen aksuben herkesim” demekle kalmayıp en ulaşamayacakları yere, şiire sığınmış.

Sen beni sezemezsin / dilimi kesemezsin

Dünyevi dil uhreviye yetmez mi?

Masaccio, Adem ile Havva efsanesini Floransa’daki San Miniato kilisesi içindeki Brancacci şapelinin duvarına fresk olarak ve “utanç” ifadesi ile resmetmişti.

Rönesans sanatçısı Masaccio’inun Floransa’daki St. Miniato şapeli duvarına fresk olarak ve “utarç” ifadesi ile resmetttiği Adem ile Havva’nın cennetten kovulma sahnesi.


Masaccio’nun freskolarının yer aldığı tipik Rönesans ürünü San Miniato kilisesi ve Brancacci şapeli (Floransa; içi dışı ve mimari çizimleri).

Daha ötesi de var: Futbolun evrensel karizması Maradona İngiltere’ye karşı oynarken, saklısı gizlisi olmayan bir şekilde smaç bir vuruşla topu kaleye gönderdikten sonra “Tanrının eliydi” demişti. Ama onun ne “dilini koparan” ne de “beynine sıkan” oldu. Ne kilise ve şapel, ne de Napoli stadı yasaklı kılındı.

Maradona’nın İngiltere’ye smaç golü
Adı Maradona olarak değiştirilen St.Paolo stadı.

Cazibe, çehre, ifade, karizma

Seçkin bir pop yıldızına da dönüşse bir sahne sanatçısı jestleri ve mimikleriyle var olur; Sezen Aksu da bunlardan mahrum değildi hiç.

Neyse, Allah gönlüne göre vermiş de Müjde Ar gibi vefalı bir arkadaşı olmuş. O kadar ki uğrayacağı tacizi baştan ”sezip” yanında olmuş.

Tabii ki defter burada kapanmamış. Kurdu kuzuya, güvercini şahine emanet eden zihinler sosyal medyayı müptezelce kullanmaya devam edip iyiden iyiye vahşileşmişler. O ilkel aralıkta ne gâvurluğu ne de Yahudiliği ve Ermeniliği kalmış… Ama biz onun şefkatinden, gönlünden, tevazuundan şüphelenmedikçe sorun yok. Ötesi dışımızdaki dünya.

Gövde ve çehre kullanılmadan sahne sanatçısı olunmaz değil elbet. Olur da popüler olup kolektif hafızaya taşınmaz. Sezen Aksu’nun güzelliği çehresine de gövdesine de sinmişti.

Ancak mağrur bir güzellik değildi bu. Gözlerindeki parıltıyla ve sokağın sesi olmaya teşne içten sesiyle Fransız sarkıcı Edith Piaf’ı düşündürmüştür hep.

Eğer dil kopartma, kafaya sıkma, eylemlerle ve kodesle değil de halkı ve devletiyle herkesi temsil mertebesine ulaşacak Edith Piaf gibi bir popüler sanatçı buralardan da çıkabilseydi kuşkum yok ki O olurdu. Yves Montand gibi erkeği de Ahmet Kaya olacak gibi gelmiştir bana. Yine de gövde/çehre güzelliğini böyle çabuk geçemeyiz. Canlılık ve hayat işareti fıldır fıldır gözlerden söz ettim, etli yanak ve dudaklar olmasa o kadar kolay çarpılmazdık. Keşke anlayamayacakları dili koparmaya kalkmayıp hiç değilse bu cazibeye kapılacak kadar yaşam görgüsüne sahip olunsaydı da resmi ödüllerin yarışamayacağı evrensel sanat elçiliğimizi üstlenebilseydi…

Ahmet Kaya acılara tutunmak albümünden ilham alıp dilinde söylemiş şarkıcı Adele ile.

- Advertisment -