Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIErdoğan seçimi kaybedeceğini anlarsa KKTC’yi ilhaka kalkışabilir mi?

Erdoğan seçimi kaybedeceğini anlarsa KKTC’yi ilhaka kalkışabilir mi?

İki eski cumhurbaşkanı ve bir de eski başbakan ile sohbet ettik bu konuyla ilgili. Doğrudan sorduk; “Erdoğan yeniden seçilmek için ilhak kartını masaya sürebilir mi?” Cumhurbaşkanları “yapamaz” modunda ve hatta “zarar da görebilir” diyorlar. Türkiye seçmenine yönelik olarak “başka ülkelerin KKTC’yi tanımalarını sağlıyoruz” kartının daha etkili olabileceğini belirtiyorlar. Eski başbakan ise biraz daha karamsar; “seçilmek için her şeyi yapabilir” diyor.

Tuncer Köseoğlu, “Burada Erdoğan seçimden önce Kıbrıs’ı ilhak edebilir diyenler var, orada durum nedir?” diye sorunca aydım.

Doğrusu buraların gündemi doğrudan Erdoğan değil. Buraların gündemi Erdoğan’ın ekiplerinin atadığı Din İşleri Dairesi Başkanı (Diyanet Başkanı) Ahmet Ünsal’ın devirdiği çamlardır.

Ünsal “Kıbrıslı kadınlar çocuk yapmayıp kedi besliyorlar, kadın evde oturup çocuk yapmalı, kocasına hayır dememeli ve her isteğine yanıt vermelidir” mealinde konuşmalar yapınca kadınlar ayaklandı elbet.

Başkent Lefkoşa 2 gündür kitlesel kadın eylemlerine tanıklık ediyor.

Türkiye’den atamayla gönderilen Ünsal’ın geri çağrılmasını talep ediyorlar.

Üç partili koalisyon hükümeti zor durumda.

Bir yanda Erdoğan’ın ekipleri, diğer yanda (kendi yakınları da dahil) ayaklanan kadınlar.

İmamlar İnisiyatifi bile “Ahmet Ünal’ı protesto ediyoruz. Kadınlardan esirgediği özrü biz diliyoruz” açıklaması yaptı.

Kıbrıs’ta henüz ayakta ve güçlü olan seküler yapı Erdoğan’ın adamlarına zor günler yaşatıyor.

***

Gelelim ilhak işine.

Gündem değil ama ani bir atraksiyonla seçim öncesi gündem yapılabilir mi?

İki eski cumhurbaşkanı ve bir de eski başbakan ile sohbet ettik bu konuyla ilgili.

Doğrudan sorduk; “Erdoğan yeniden seçilmek için ilhak kartını masaya sürebilir mi?”

Cumhurbaşkanları “yapamaz” modunda ve hatta “zarar da görebilir” diyorlar.

Türkiye seçmenine yönelik olarak “başka ülkelerin KKTC’yi tanımalarını sağlıyoruz” kartının daha etkili olabileceğini belirtiyorlar.

“Bakınız işte Türki devletlere gözlemci de olsa tanıttık” söyleminin seçimlere kadar epeyce kullanılacağını belirtiyorlar.

Eski başbakan ise biraz daha karamsar; “Seçilmek için her şeyi yapabilir” diyor.

Yunanistan ile yaşananları örnek gösteriyor ve “emperyalistlerle savaşan kahraman Erdoğan” imajı için ilhak silahını kullanabileceğini düşünüyor.

Aslında ilhaka gerek yok.

Erdoğan’ın adamları fiili ilhak gibi KKTC’deki tüm kurumları ele geçirmiş durumda.

Dolayısıyla dilediğince yönetiyorlar.

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yetmedi parti kurultaylarına müdahale ediyorlar, başbakan-bakan tayin ediyorlar.

Cumhurbaşkanının, başbakanın sıfatlarının önüne “atanmış” kelimesi konulması buralarda çok yaygındır.

***

Ve Kıbrıs’taki seçim atmosferi.

KKTC’de 2018 Türkiye seçimlerinde oy kullanan seçmen sayısı 106 bin 446.

2014 seçimlerinde AK Parti yüzde 54’ü aşan oranda oy almıştı.

2018 seçiminde yüzde 48.8’e düştü.

İYİ Parti’nin de devreye girmesi ile muhalefet bloku yükselişe geçti.

Bu bir veri.

Ama en önemli veri kuşkusuz ki Kıbrıs’ta Erdoğan’ın adamlarının devirdiği çamlardır.

Güçlü bir yapıda olan sol ve sosyal demokratlarla ölümüne kavgaya giriştiler.

Daha da ileri gidip Serdar Denktaş ve Kudret Özersay gibi merkeze yakın isimlerle dalaştılar.

Erdoğan’a oy verme potansiyeli olan sağ partilerin seçmenlerini, sağ partilerin iç işlerine müdahale ederek küstürdüler.

Ve adeta misyonerliğe kalkışıp Kıbrıslı Türklerin yaşam biçimine yöneldiler.

Ahmet Ünsal olayı son örnektir.

Sadece Kıbrıs kökenlileri değil adaya 1974 sonrası yerleşenleri ve onların çocuklarını da ürküttüler.

Geriye burada oy kullanacak askerler ve diplomat aileleri kalıyor.

Onların sayısı da Erdoğan’ın yüzde elliyi geçmesine yetmiyor.

Erdoğan’ın Kıbrıs’ı ilhak edip etmeyeceği bilinmez ama burada seçimi kaybedeceği aşikâr.

- Advertisment -