Birleşik Krallık seçim neticelerinin Fransa’dakilerden büyük farkı istikrarı sağlamış olmasıdır. Fransa belki bir yıl halkın desteğinden yoksun bir hükümetle idare edilecekken, Birleşik Krallık seçimin ertesi günü eski başbakanın istifa ettiğine, yenisinin atandığına ve seçimden iki gün sonra yeni iktidarın ilk kabine toplantısının yapıldığına şahit olmuştur. İktidar boşluğu sadece yarım saat sürmüştür. Ülke bir hukuk devleti olmasa şüphesiz temsil adaletini sağladığı pek iddia edilemeyecek bu sistemin sakıncaları çok büyük olurdu. Ancak oy dağılımına bakıldığında nısbi sistem uygulanmış olsaydı, ülkenin diğer çoğu Avrupa ülkeleri gibi koalisyonlar veya azınlık hükümetleri ile yönetilmiş olacağını görürdük. Birleşik Krallık halkı mevcut sistemden memnuna benziyor.
Dünya futbol oynama pratiğinin evrileceği tarz artık çok belli; Bütün işaretler kahramanları değil, orduları gösteriyor. İspanya’nın aradan sıyrılmasının sırrı, yetenekli oyuncularına kahraman muamelesi yapmaktan kaçınmasıydı. Lamal gibi müthiş yetenekler bile, önce kollektif yapının bir parçası olduklarını hiç unutmadan, pas dolaşım modelinin bir işareti olmayı sindirmeyi başardılar.
Türkiye bir gün BRICS’e üye olursa ilk kez bir NATO üyesi ülke dünyadaki mevcut sisteme kafa tutan ülkelerle beraber hareket etme iradesini göstermiş olacak. Türkiye Batı’ya birçok alanda kızıyor. Ama bir Batı örgütü olan NATO’ya da bağlıyız. İki yıl sonra toplantı Türkiye’de yapılacak. Altında imzamız olan son NATO zirve bildirisi ile bizim tutumlarımız arasında nüanslar ve zaman zaman ciddi farlılıklar var.
Gazeteci Mete Sohtaoğlu Cumhuriyetçilere yakın Heritage Foundation’ın hazırladığı, ABD’nin federal yönetiminde kapsamlı değişiklikler öneren planı yazdı. Trump’ın seçilmesiyle hayata geçirilmesi planlanan “Proje 2025” ile ABD’yi bekleyen değişiklikler neler? Trump’a karşı düzenlenen suikast girişiminin ardından bu soru gündemde
Ahmet Arslan’ın Urfalı olması sadece bir kazadır. Kendisini hariç tutsak bile ona hayran çoğu insanın nazarında bu talihsiz bir kazadır. Çünkü Ahmet Arslan
dünyadaki hayat yarışmasına Urfa’dan katılmıyor. Sanki Urfa’ya zorunlu tayini çıkmış bir İzmirli yarışmacı gibi mutsuz. İzmirli de değil, belki Atinalı. Bu nedenle İbrahim Tatlıses ile Ahmet Arslan arasındaki tercih iki Urfalı veya Urfa için iki gelecek arasındaki bir tercih değil Urfa ile Atina arasında bir tercih. Dolayısıyla soruyu şöyle sormalı: “Urfalılar karar vermeli: Urfa mı, Atina mı?” Urfalıların cevabını tahmin edebilirsiniz.