GÜNÜN YAZILARI

Dindarlar neden çocuklarını “Hulusi Akar Eğitim Sistemi”nden uzak tutmalılar?

Kendi çocuklarına değer aktarmak isteyenler, bitmez tükenmez tekrarların, yoğun ve bıktırıcı ‘yükleme’ seanslarının çocuklar üzerinde amaçlananın tam tersi sonuçlar üreteceğini bilmeliler. Türkiye’nin muhafazakâr iktidar tecrübesi bu açıdan ders niteliğinde sonuçlar üretti ama bir patikada fazlaca yol alıp da geri dönüş imkânı tükenince o patikanın doğru patika olduğunu savunmaktan başka çare kalmayabiliyor. Hulusi Akar Eğitim Sistemi, böyle bir çaresizliğin önerisi olarak duruyor karşımızda.

Bir Efsane, Bir Kahraman, Bir Aziz: Dostoyevski

Dostoyevski’nin hem ketum tavrı hem de önümüze koyduğu eşsizi dünyanın derinliği onu anlamamızı zorlaştırır.  Onun dünyasının içine girmek kolay değildir; aklın cesaretini kırar ve insanı korkutur. Dostoyevski’yle aramızda sağlıklı bir bağ kurmanın yolu, kendi kökümüzü kazımayı ve kendimizle yüzleşmeyi gerektirir. Bize biraz daha Dostoyevski lazım…

Tavşantepe Köyü masum olabilir mi?

Ortada medyanın başat bir rol oynadığı ideolojik önyargılar, sürekli sızdırılan bilgiler ve bazı gazetecilerin suçu bir aileye ve köye atmak ve günün sonunda yanılmamak için yaptıkları manipülasyonlarıyla içinden çıkılmaz hale gelen bir soruşturma var. Ya peki şu anda bu cinayetin aydınlanması önündeki en büyük engel, köylülerin sessizliği değil de geri kalan herkesin gürültüsüyse?

Mustafa Kemal’in büyümeyen çocukları

Çocukken bazı idollere sahip olmamız yadırgatıcı değil. Ancak büyümek ve olgunlaşmak bu idollerle araya mesafe koymayı, onlardan uzaklaşmayı, kendi ayaklarımız üzerinde durmayı ima eder. Kimin ‘askerleri’ ya da ‘çocukları’ olduğumuzun önemi yok… Herhangi birinin ‘askerleri’ ya da ‘çocukları’ isek hala büyümemişiz demektir. Ne yazık ki ülke çocuklara verilemez. CHP bugünün algısı içinde ‘sempatik’ bir çocuk… Ama hala bir çocuk. Büyümek için önünde kısa bir süre var. Yüz yıl sonrasının parti başkanına değil, bugünün insanlarına ve onların dünyasına hitap eden bir mektup kaleme almaları için…
- Advertisement -

BRİCS, ŞİÖ, AB ve NATO

Rusya ile Çin’i karşısına alan bir ittifak mensubu olacaksınız, diğer taraftan da onların Batı karşıtı ekonomik model ve askeri güç oluşturma çabalarına ortak olacaksınız, işte orada sıkıntı çıkar. Nitekim hiçbir NATO üyesi, AB üyesi veya aday ülke ne BRİCS’e ne de ŞİÖ’ye üye olmaya çalışmıştır. AB ve NATO içinde çıban başı olan Macaristan dahi bunu yapmaya çalışmamıştır. Ülkemizde özellikle iktidar ve Çin ile Rusya sevdalıları cephelerinde dünyanın çok kutuplu olmaya doğru gittiğini, ülkemizin de böyle bir ortamda stratejik otonomisini arttırmak istemesinin doğal olduğunu iddia eder dururlar. Oysa dünya çok kutuplu bir yapılanmaya doğru gitmiyor. Soğuk savaş sonrası tek kutuplu yapı belki ortadan kalktı. Ancak yerini tekrar iki kutuplu bir yapı aldı.

En Son Çıkanlar