PKK aradan çekilince Kürt kimliği bir baş dönmesi yaşayacak. Sevgi veya nefretin konusu olsun farketmez, marazi bir bağımlılık geliştirmiş olan tüm aktörler bocalayacak. Kendilerini yeni realiteye göre konumlandırma lüzumu doğacak. Fakat bir bütün olarak Kürtler için yeni durum yepyeni bir fırsatı doğuracak: Kürtler hızla devletleşecekler.
Türkiye’nin iktisadi olarak belini düzeltememesinde, siyasi olarak otoriterleşmesinde, hukuki olarak hak ve özgürlük açığı vermesinde ve içtimai olarak da kutuplaşmasında en büyük rolü PKK’nin silahı oynadı. İttifaklar ve karşıtlıklar, silah üzerinden kurgulandı. Silahın ortadan kalkması, ülkede çok büyük bir değişimi beraberinde getirme potansiyeli taşıyor; bunu görmek ve takdir etmek gerekir. PKK’siz bir Türkiye artık hayal değil.
Çok partili rejimin 1946’daki ilk genel seçimlerle devreye girmesi, Kürt meselesine toplumsal bir boyut kazandırdı. Kürtler de seçmendi; oy veriyor, iktidarın belirlenmesinde etkili olabiliyorlardı. Türkiye İşçi Partisi’ni kuran ve yönetenler arasında Kürt aydınları da yer alıyordu. Tarık Ziya Ekinci, Yaşar Kemal, Yusuf Ziya Bahadınlı ve Adil Kurtel aklıma gelen birkaç isim.
99 felaketinde yardıma uzaktan gelenler arasında farklı deneyimlere sahip kişiler vardı. Japonya’dan gelen heyette Japon İmparatoru’nun başdanışmanı gibi önemli ve deneyimli kişiler bulunuyordu. Yetkililer ile ilişki kurmak için bütün yolları denediler. Ancak muhatap bulmakta zannedersem biraz zorlandılar. Japonya Büyükelçisi de geldikleri ilk gün yapılan toplantıda bu zorluğa işaret etmişti: “Bu ülkedeki zorluk, uzmanların sorunları anlamaya uğraşmaları değil, her şeyi önceden bildiklerini iddia etmeleridir. Bu nedenle yerel insanlardan bir şeyler öğrenebilirsiniz. Ama kamu işlevleri yerine getiren sınıflar, özellikle kamu imkanlarını kullanan kişiler genellikle –en olmayacak bir şekilde- kendilerini temsil ederler…”
Yıllar içinde o kadar çok dostum, arkadaşım oluştu ki “Nerelisin?” diye soranlara, “Diyarbakır’ın Sur ilçesindenim” diyebiliyorum. Diyarbakır büyükşehir belediye başkanlarından Osman Baydemir’in, Suriçi belediye başkanlarından Abdullah Demirbaş’ın yurda dönüş heyecanı içinde yandıklarını biliyorum. Türkiye bir çağ atlama fırsatını yakalamış durumda. Kürtlerin de Türklerin de mutlu olabilecekleri yeni bir döneme giriyoruz.