GÜNÜN YAZILARI

Milliyetçi yeni-merkezin eleştirisi

Türkiye’de başta liberaller ve sol demokratlar olmak üzere farklı toplumsal kesimlere “kimlikçi” diyenler, modası çoktan geçmiş bir homojen kimliği “devleti kimliksizleştirmek” adı altında teklif edebiliyorlar? İçeriğini Atatürkçülüğün neo-Kemalist formunun teşkil ettiği tektipçi bir anlatıyı “demokratik restorasyon” ve “makul merkez” olarak adlandıranlar, asgari bir demokrasinin karşılayamayacağı türden dışlayıcı ve kendi içinde çelişkili bir hikayeyi bu topluma sunuyor. Bu anlatı rızaya dayalı bir sürecin değil, merkezi kapma çabasının bir tezahürü gibi gözüküyor.

Netlik ayarı

Bugünlerde muhalefet cephesinde eksikliği duyulan güvenin inşası ve halka umut aşılanması, ancak sorumluluk sahibi ve güçlü bir aday ile mümkün olabilir. Bu nedenle muhalefet, adayını hep bir sonraki aya, bir başka bahara bırakmamalı ve halkın sabrını da daha fazla zorlamamalıdır.

Nazım Hikmet Yaşar Kemal’in şiirini sevmişti

Yaşar Kemal, 1995 yılındaki bir söyleşimizde Nazım’la ilişkisini anlatırken konu şiire gelince “Nâzım Hikmet, dünyada üç büyük şiir dili var” demişti.“Biri Türkçe, biri İspanyolca, biri Rusça. Öbür diller bu kadar şiire yatkın değildir sanıyorum.” “Sonra bana dönerek, ‘Yaşar, bu yüzden şiiri bıraktığına üzüldüm. Gerçekten bu zengin dilde büyük şiir yapılabilir,’ demişti.” Yaşar Kemal, gençlik yıllarında iyi şiirler yazmış. Sonra vazgeçmiş. Neden şiiri bıraktığını sorduğumuzda, “Nâzım’ı okuduktan sonra,” diye cevapladı.

Resmi ideoloji sivilleşebilir mi?

ürkiye’nin resmi ideolojisinin daha ılımlı, sol yorumlarını biliyoruz, bu aralar daha liberal versiyonları da üretilmeye çalışılıyor ama Nusret Demiral’dan başka türlü bir iktidar pratiğini bilmiyoruz. Bugün mevcut iktidara karşı meşru bir muhalefet pozisyonu olarak yükselen pop-Atatürk sevgisi de Nusret Demiralların, Yekta Güngör Özdenlerin Kemalizm ile aynı şey değil.
- Advertisement -

Sezon sonu notları

Her sezon başlangıcında yeni heyecanlara açılan yelkenimi üç umutla, beklentiyle doldurur, bunun için dua ederim: Türkiye’de Trabzonspor ve İspanya’da Real Madrid şampiyon olsun. Ve elbette Şampiyonlar Ligi’nin tepesi de Real’in eflatun-beyaz rengine boyansın. 2022, dualarımın kabul gördüğü bereketli bir yıl oldu. 2022’den futbol adına son beklentim, 21 Kasım’da Katar’da başlayacak Dünya Kupası’nı Arjantin’in kazanması. Eğer kupa Messi’nin elinde yükselirse, 2022 dört dörtlük olacak!

En Son Çıkanlar