Hakikaten anlamıyorum artık. Yürürlükteki ekonomi politikasını anlamamayı geçtim. Savunulma biçim ve çabalarını anlamıyorum. Kâh orada, kâh burada söylenenler arasındaki farkı anlamıyorum. Çelişki ve tutarsızlığın bu kadarını anlamıyorum. Sıradan hayatların bu kadar üzerinden uçmayı anlamıyorum.
İnsan hem sosyalist hem Yahudi olunca yaşadığı memleketin faşistlerini ve faşist hareketini bilmesi gerekir. Ne olur, ne olmaz. Bugün faşist partiler iki ayrı ittifakın küçük unsurları. Küçük unsur olarak değil de tek başlarına iktidara gelmeleri tehlikesini önceden kestirebilmek için iyi tanımak gerekir bunları. Ben de, bu nedenle, Türk faşizminin kurucu babalarından, “fikir dünyamızın ve edebiyatımızın büyük temsilcilerinden” Nihal Atsız’ı epey okumuşumdur.
Ekonomik krizin sebebi esasında öngörülebilir bir ortamdan uzaklaşmadır; bu açıdan güven verecek bir ortam krizden çıkmak için elzemdir. Tıpkı Şubat 2001 ekonomik krizinde olduğu gibi, güven sağlayacak adımlar atılmalıdır. Şubat 2001 ekonomik krizinde dönemin siyasi iktidarı, Dünya Bankası’nda çalışmakta olan Kemal Derviş’i çağırarak, birkaç hafta içinde 13 Mart 2001’de görev başına getirebilmiş ve piyasalara güven verecek adımlar atılabilmiştir.
Zamanında Erdoğan’ın en yakınındaki kişilerden biri olan Yalçın Akdoğan 24 Aralık 2013’te Star gazetesinde kaleme aldığı yazısında, çok kısa bir süre öncesine kadar iktidar ortağı olan Gülen Cemaati’ni “Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranlar” olarak tanımladığında herkes çok şaşırdı. Yazının yayın tarihinin 17-25 hadisesinin göbeğine denk gelmesi herhalde tesadüf değildi. O yazı bir ittifak çağrısıydı.
Çeşitli sloganlar atıyorlardı. Yanımdaki ekibe sordum “Ne diyorlar” diye, “Boşver, gereksiz şeyler söylüyorlar” diye geçiştirdiler. Maçın bitiminde, stadın yanına park ettiğimiz arabamıza giderken, bizim merkezden geldiğimizi fark ettiler. Bize bağırmaya başladılar. Telaşla arabaya bindik. Kalabalık önümüzü kesti. Biraz ilerleyince bu kez de taşlamaya giriştiler. Gazladık ve kaçtık.