Donald Trump, otomobil fabrikalarının kapandığı Ohio’dan Çin lideri Xi Jinping’e seslendi: “Biliyorum, arkadaşız ama eğer Meksika’ya devasa araba fabrikaları kurarsan, Amerikanları istihdam etmezsen; bunlara %100 vergi koyacağım.” Trump, seçimleri kaybederse olacaklardan bahsederken ise tehditkardı: “Seçimleri kazanamazsak, ülke kan gölüne döner. Ve bu ülkede bir daha seçim olmaz”
Zelenskyy’nin birkaç saat süren İstanbul ziyaretindeki önemli bir olay, Türk medyasından özenle gizlendiği için ancak kendi Twitter hesabı ve yabancı medyadan takip edilebildi. Zelensky Tuzla Tersanesi’ne gitti. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından önce 2021 yılında inşası başlayan Ada tipi korvetleri gezdi. Birincisi tamamlanmak üzere ve Ukrayn’lı mürettebat Tuzla’ya gelmiş bile. Geminin adı “İvan Mazepa”. Mazepa 18inci yüzyılda ilk önce Deli (Büyük) Petro için savaşmış sonra ona karşı dönmüş Ukraynalıların kahraman, Rusların hain olarak gördükleri bir asker. İkinci gemi de 17’inci yüzyılda Ruslarla savaşmış başka bir Ukraynalı askeri lider olan Ivan Vyhovsky’nin adını taşıyor. Bu gemilerin Ukrayna'ya teslimi Karadeniz’deki dengeleri Ukrayna lehine biraz daha bozacak, verilmemesi ise yeni bir baş ağrısı konusu teşkil edecektir. Bu gemilerin macerası Birinci Dünya Savaşından önce Birleşik Krallığa sipariş edilen ancak savaşın çıkmasıyla teslim edilmeyen “Sultan Osman” ve “Sultan Reşat” adlı gemilerin hikayesini az buçuk ironiyle hatırlatmıyor değil.
AK Parti’nin son 10 yılını idrak ettikten sonra bugün televizyonlarda muhalif figürlerin iki 10 yıl arasındaki farklardan söz etmesi artık sıradan bir iş. Fakat bu kişilerin ilk 10 yılda sanki şimdiki AK Parti’yi eleştiriyormuş gibi konuştuklarını hatırlamak çok öğretici. Bu pratik bizi bu dizinin sorduğu sorulardan birine taşıyor: Acaba laik-seküler muhalefet ilk 10 yıldaki “reformcu AK Parti”yi hadi desteklemedi, hiç değilse ona ‘düşman’ muamelesi yapmasaydı farklı bir yakın tarih yaşayabilir miydik? Ya da: Yaşandığı günlerde üstü özenle örtüldüğü için şimdi duyunca “böyle şeyler mi olmuştu” diye hayrete düşeceğiniz şey gerçekleşip de İlhan Selçuk’un başlangıçta önerdiği muhalif çizgi benimsenseydi ne olurdu?
Gazze’deki harp ve Amerika’nın tutumu Putin’e inanılmaz nefes aldırdı. Herhalde Putin , Biden ve Netenyahu’ya şükran dolu olmalı. Hem de Rusya’da Başkanlık seçimi sırasında Putin’in rakiplerini çeşitli şekillerde bertaraf ettiği bir dönemde. Putin’in otokratik Rusyası son derece tehlikeli bir ülke. Şimdi Moldova’yı tehdit ediyor. Rusya’daki sözde Başkanlık seçiminde hukuken Moldovya’nın parçası ama Rusya’nın hakimiyetinde olan Transdinyester’de oy verme sandıkları kurdu. Moldovya’nın haklı protestosuna karşı Rus Sefirinin cevabına bakın: “Ülke dışında olan Rus vatandaşlarının oy verme hakkı var.”
Haiti çete şiddeti dalgasıyla yaşadığı kaosu henüz atlatamadı. Bazı hükümet ve yardım kuruluşları hafta sonu hükümet tesislerinin ve yardım malzemelerinin yağmalandığını bildirdi. UNICEF’e göre, Haiti’de her 3 çocuktan 2’si insani yardıma muhtaç.
Taraftarın sahaya attığı su, meşale ve diğer yabancı maddeler sebebiyle 10 dakika uzatma verilen Trabzonspor-Fenerbahçe maçı 2-3 sonuçlandı. Maçtan sonra sahaya Trabzonspor taraftarının girmesi, gerginliği had safhaya çıkarırken Fenerbahçeli futbolcular soyunma odasına kaçmak zorunda kaldı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: "Zaman zaman benle ilgili bazı capsleri gösteriyorlar, çoğu Kurtlar Vadisi. İnsan 14 yaşından beri devletin hassas hizmetlerinde olduğu zaman her türlü şeyle ilişkilendiriliyor. Ben de artık bir şey demiyorum, kaderimiz."
TİP, Hatay Büyükşehir Belediyesi adayı Gökhan Zan'ı "partinin tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiği" gerekçesiyle adaylıktan çekti. Gökhan Zan sosyal medya hesabından paylaştığı videoyla "Yoluma ve adaylığıma halkımla birlikte daha azimli ve güçlü bir şekilde devam edeceğim" dedi. Serbestiyet'e konuşan YSK kaynakları:" Gökhan Zan’ın kendisi çekilmediği için adaylığı devam ediyor."
Geçen hafta South Carolina'da ölü bulunan 62 yaşındaki Boeing ifşacısı John Barnett, ABC News kanalına göre, daha önce bir aile dostuna ölü bulunması halinde...
Erdoğan, Konya’da konuştu: “Daha önce birileri denemişti. Partimizden ayrılıp Altılı Masa’ya misafir oldular. Şu anda parlamentoda bile yerleri yok. Sırf AK Parti husumeti ile Erdoğan husumeti ile AK Parti oylarına gözlerini dikerek siyaset yaptıklarını sananları anlamakta zorlanıyoruz. Sırtını sadece konjonktüre dayamaktan başka sermayesi olmayanların akıbeti, yeni bir konjonktürle silinip gitmektir. Konya, AK Parti döküntüleri ile terör örgütü uzantıları için çalışanlara itibar eder mi?”
Türkiye’de bugün aksi yöndeki vaveylaya rağmen son yirmi yılda yokluk toplumundan tokluk toplumuna geçiş yaşandı. Eski ahlak ve din anlayışı ofsaytta kaldı. Hala yeni zenginleri eski fakirliğin sopasıyla dövmeye çalışan muhalif idealizminin attığını sandığı gollerin gol sayılmamasının sebebi budur. Mesela artık çok düşük gelir grubundaki insanlar için bile erişilebilir bir tüketim nesnesi olan serpme kahvaltının suçüstüsü gibi sunulmasındaki aculluk bundandır. Herkes şaşkın: Dindarlar kadar dindarlardaki ahlaksızlığı dine sığdıramayanlar da şaşkın.
MHP Kongresi’nde konuşan Devlet Bahçeli, “yasal olarak son seçimim” diyen Erdoğan’a seslendi: “Ayrılamazsın. Türk Milletini yalnız bırakamazsın. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizleri görmek istiyoruz.” MHP Kurultayı'na ilk kez İYİ Parti yöneticileri davet edildi.
Geçen haftanın en “tatlış” Twitter konularından biri “Anayasal Monarşi ve Türkiye” başlığı altında toplanabilecek tweetlerden oluşuyordu. Peki, Erdoğan zaten halihazırda “Head of State” olduğuna göre, anayasal monarşi ile birlikte yetkilerinin kısıtlanması hedeflenmekte olabilir. Çünkü bu sistemde, Türkiye’deki mevcut Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile karşılaştırıldığında “Head of State”in yetkileri neredeyse ortadan kaldırılmakta ve görev sembolik hale dönüştürülmek istenmektedir. Erdoğan’dan sadece törenlerde boy göstermesi, keskin bir tarafsızlık içinde devleti bir imaj olarak temsil etmesi, Hükümetten zaman zaman bilgi almakla yetinmesi, yabancı diplomatlarla nezaket görüşmeleri yapması vs beklenecektir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile kazanılan hız feda edilmek isteniyor olabilir mi?
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, dün (16 Mart) partisinin Van mitinginde yaptığı konuşmada, HÜDA PAR için, “JİTEM ittifakının diğer bir versiyonu”, “Hizbulkontra”,“ Kürt halkının içinde kurulmuş bir zehir” gibi ifadeler kullandı. HÜDA PAR’lılardan gelen tepkiler şöyle: “Siz zamanında SHP listelerinden meclise taşındığınız zaman güzeldi”, “Kürt halkı elbette tarafların hangisinin şiddetten ve ikiyüzlülükten uzak olduğunu takdir edecektir”, “Biz illa barış illa huzur ila birlik derken diğerleri hep savaş hep kaos diyor”
Geçen ay hapishanede ölen muhalif lider Aleksey Navalny'nin eşi Yulia Navalny’nin “Seçimleri protesto edin” açıklamasından sonra Navalny destekçileri oy verme merkezlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturdular. Polyanka oy verme merkezinde konuşan vatandaşlar: "Buraya gelmemizin nedeni, yalnız hissetmemek içindi," dedi Arina. "Bugün güçlü hissediyorum çünkü aynı fikirde olan insanlarla çevriliyim ve bu, bugünlerde çok nadir görülüyor.”, “"Bugünkü protestonun, insanlara biraz moral desteği olduğunu düşünüyorum. Ancak bu, yetkililere hiçbir şekilde etki etmeyecek."
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Türk, Rûdaw TV’den Abdulselam Akıncı’nın sorularını yanıtladı.
Türk, yerel seçimler, CHP ile...
İranlı akademisyen Dr. Shiva Kaviani 2 aydır İstanbul Havalimanında yaşıyor ve Kanada’ya vize kabulü için bekliyordu. Hakkında yapılan haberlerden sonra dönmek istemediği ülkesi İran’a gönderilmek için Silivri Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü. 40 yıldır akademinin içinde olan Kaviani, CV’sine göre dört dil bilen, Kanada, Almanya, ABD’de üniversitelerde çalışmış, 35 kitabı ve 59 makalesi olan bir felsefeci. Bir noktadan sonra şifacı, dansçı bir şamana dönüşmüş. 2014 yılında geldiği Adana’da tesadüfen bir MHP etkinliğine katılmış, bozkurt işareti yapmış. Birlikte fotoğraf çektirdiği Adana eski MHP kadın kolları başkanı Serbestiyet’e “Kendisini Türk kültürü üzerine araştırmalar yapan bir şaman olarak tanıtmıştı” dedi. Peki gerçekten kim Shiva Kaviani?
TOGG başvuru formu nedir, nasıl indirilir ve doldurulur? Formu doldurmanın adımlarını öğrenin ve başvurunuzu hızlı bir şekilde tamamlayın.
TOGG Başvuru Formu Nasıl Doldurulur? TOGG, Türkiye'nin...
Oscar ödül töreninde sahne alan Ryan Gosling, Marylin Monroe’ya gönderme yaptı. Emma Stone ikinci kez En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı. Emily Blunt ve Ryan Gosling sahnede tartıştılar. Anadan üryan sahneye çıkan oyuncu John Cena, herkesi şok etti. Billie Eilish’in de aralarında olduğu pek çok isim Filistin’e destek verdiler. Yahudi yönetmen Jonathan Glazer’ın ödül konuşması, Gazze’de yaşanan insanlık dramına ve çifte standarda dikkat çekti. Törenden akılda kalan anları, Hollywood ünlülerinin kırmızı halı seçimlerinde öne çıkan beş trendi ve detaylarını sizin için yazdım.
İHD Diyarbakır Şubesinin düzenlediği “Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı”na mesaj gönderen tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: "Elbette Kürt sorununun çözümü, resmi olarak bir masa etrafında konuşulacaksa -ki bizce gecikilmeden konuşulmalıdır- masada Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen Hükümet olmak zorundadır. Hükümet de bugün itibarıyla Sayın Erdoğan şahsında temsil edildiğine göre, bu işin birinci muhatabı Sayın Erdoğan'dır. Yine geçmiş deneyimlerden bilinen, kabul gören ve devletin de resmi hafızasında meşruiyeti kayıt altına alınmış Sayın Öcalan bir başka muhataptır."
Princeton Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Jan-Werner Müller yazdı: “Eski ABD Başkanı Trump kısa bir süre önce 'güçlü ve kuvvetli bir adam' ve gerçek bir 'patron' olarak nitelendirdiği Macar kleptokrat Orbán’ı Mar-a-Lago'da ağırladı. Acaba burada neyin provası yapılıyor? Orbán 2002 seçimlerini kaybetmesinin büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyordu; 2010'da göreve döndüğünde intikamını iktidarı bir daha asla bırakmama stratejisiyle yaptı. Pennsylvania'dan daha küçük bir nüfusa sahip bir ülkeden çok fazla çıkarım yapmak yanlış olur. Ama Trump'ın kendisinin " ikizi" ilan ettiği iki siyasetçi arasındaki paralellik bundan daha net olamazdı.
Tarihe geçen bazı insanlar tarihte esâmesi bile okumayanlardan alıyor bazen tüm “nâm”ını, sıfatını, adını… Onu bize öyle tanıştırıyorlar, biz de “memnun” oluyoruz. Koca bir hayatın, tarihin skeci “Deli” İbrahim’den, “Sen de mi” Brütüs’ten, “Baltacı Mehmet’in Katerinası”ndan ibaret bazen o sahnede. Boyu posu, saçı-başı, kolu-bacağı bile yeter. Tarihe geçen o özellik bir burun bile olabilir mesela. O da burnunu diker, bakar dünyanın hâline… “İstemem, eksik olsun” der.
İBB seçimleriyle ilgili tartışmaların en başından beri merkezinde yer alan DEM Parti’nin İBB adayları Meral Danış Beştaş ile Murat Çepni’nin bir günlük seçim çalışmalarını izledik. Öğle saatlerinde esnaf ziyaretiyle başlayan kampanyanın geri kalan kısmı partinin mitingi, ilçe başkanlığı ziyareti ve seçim ofisi açılışı gibi ağırlıklı olarak kendi tabanıyla buluştuğu bir programla geçti. Çepni: “Esnaf ziyareti dışında büro açılışları da mitinge dönüşüyor. Özgür şartlarda çalışsak, imkanlar eşit olsa daha da farklı olurdu.” Beştaş: “Habertürk’e çıkmamdan sonra sanki normal olan sansürlü olmamızmış gibi yorumlar yapıldı. Benden bir saat sonra da İmamoğlu’nun çıktığının farkında değil gibiler. Neden DEM Parti olunca, ‘Erdoğan mı istedi tartışması’ yapılıyor?”
İrlanda halkı geçen hafta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde sandık başındaydı. Halkın %73’ü “kadının yeri evidir” diyen ve çalışmak zorunda kalmayarak ev işlerini ihmal etmemeleri için kadınların devlet tarafından desteklenmesini öngören anayasa hükmünün değiştirilmesine “Hayır” dedi. İrlanda’nın ilk eşcinsel başbakanı Leo Varadkar büyük bir hüzünle referandum sonucunu açıkladı. İrlanda hükümeti de dünya kamuoyu da büyük bir şok yaşamıştı: 2015’te eşcinsel evliliği halk oylamasıyla onaylayan ilk ülke olarak tarihe geçen, daha öncesinde kürtaj, boşanma ve evli kadınların istihdam edilmesi yasaklarını referandumlarla kaldıran İrlanda, nasıl 9 sene sonra böylesine cinsiyetçi bir anayasal hükmün değişmesine karşı çıkmıştı? 50 yıl önce toplumsal ve siyasal gücünü kaybeden Katolik Kilisesi tekrardan sahneye mi çıkmıştı? Kaybeden gerçekten de feminizm miydi?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bugün Sancaktepe’de konuşma yaptığı esnada bir kadın elindeki Kuran’ı kaldırarak İmamoğlu’nu protesto etti. İstanbul Valiliği, konuyla ilgili inceleme başlatıldığını duyurdu: “(B.K) adlı şahsın “Tehdit, Hakaret, Mala Zarar Verme, Hakkı olmayan yere tecavüz, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma, Konut Dokunulmazlığı İhlali” suçları kapsamında soruşturma dosyalarının bulunduğu, 2022 yılında Rize L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda bir süre tutuklu kaldığı tespit edilmiştir.”
HÜDA PAR Dersim adayı Muhammet Ata Yüksel’in Dersim ve Şeyh Said / Seyit Rıza ile ilgili söylediklerine Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı tepki gösterdi: “TUNCELİMİZDEN Cumhuriyet'e savaş açamazsınız.” Yüksel cevap verdi: “Hakikat büyük harfli yalanlarla değişmez. Bu şehir, kim ne derse desin hemşehrilerimiz için Dersim’dir.”