Akın Özçer

Gazetecime dokunma

Yazılarımda hep altını çizdiğim gibi, bugün tek merkezden harekete geçen ve çok konuşulan dillerde aynı doğrultuda, aynı argümanlarla yayın yapan Batı kökenli uluslararası bir medya var. Türkiye’ye yönelik olarak Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı yapıyor, yukarıda bir örneğini daha aktardığım gibi, bu bağlamda ayrıca PKK’yı da destekliyor.

Darbelerle mücadele ve mağduriyetlerin giderilmesi

Darbelerden Arjantin gibi çok çeken Türkiye’nin, darbe yargılamalarında olduğu gibi, mağduriyetlerin etkin biçimde giderilmesi konusunda da önünde kat etmesi gereken uzunca bir yol bulunuyor. Bu yolda Arjantin’in deneyimlerini, hem Yeni Anayasa, hem de mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yasal düzenlemeler yaparken örnek almasında yarar var kuşkusuz.

Fransa’nın Libya’da gizli savaşı

Fransa’nın bu gizli operasyonunun nedeni Libya’da giderek artan bir Daesh mevcudiyeti saptamış olması. Amaç savaş kazanmak değil, terör örgütünü vurarak burada güçlenmesini frenlemek. Son aylarda Suriye’de sonlarının yaklaştığını düşündüğünden olsa gerek bu ülkede yuvalanmaya başlayan Daesh’e karşı, Fransa, ABD ve Büyük Britanya ile birlikte hareket ediyor.

PKK gazetesine dönüşen Le Monde

Batı medyasında saygınlığı olan bir referans gazetesinin bu tür bir propagandaya yönelmesi, belki tek başına bir şey ifade etmiyor gibi görünebilir ama genelde parçası olduğu medyada benzer çizgide yayınların bulunduğuna işaret eder.

Erdoğan AB’ye nankörlük mü ediyor?

AB’nin mülteciler için taahhüt ettiği mali katkının ve bugüne kadar Türkiye’ye yaptığı parasal yardımların da ekonomik büyüklüğümüz dikkate alındığında “devede kulak” kaldığını unutmamak gerekir. Aynı şekilde AB’nin Türkiye’ye Suriyeli mülteciler için vereceği miktar da, Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı harcamalara bakılırsa, üzerinde uzun, uzun tartışılacak bir miktar değil.

Ankara katliamının arkasında “Kürtler” mi var?

YPG’nin işin içinde olması PKK bağlantısı nedeniyle mümkündü tabii ama ortaya çıkması da istenmezdi. Nitekim Başbakan’ın, parmak izinden kimliği belirlenen intihar bombacısının (Salih Neccar) YPG bağlantısından hareketle katliamda PYD’nin askeri kolunun da rolü olduğunu açıklaması ABD’nin Daesh ile mücadeledeki ayrıcalıklı ortağı Salih Müslim’in işine gelmedi.

44. POTUS’un iflas eden Orta Doğu politikası

Obama’nın ikinci başkanlık döneminin sonuna doğru büyük stratejik ortağı İsrail’in itirazına karşın İran’a yaptığı açılımı, Suriye politikasıyla birlikte değerlendirildiğinde, Orta Doğu dengelerini gözeten rasyonel bir yaklaşım olarak görmek mümkün değil. Bu eleştirinin artık Batı medyasınca da paylaşılmaya başlayan bir görüş olduğunu ayrıca vurgulamakta yarar var.

Erdoğan’ın ajanslarca çarpıtılan PYD çıkışı

Kabul etmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ve AB ülkelerine yönelik PYD çıkışının Batı medyasınca yukarıda belirttiğim gibi çarpıtılması, kulakların Türkiye’nin bu uyarılarına tıkalı kalmasının kamuoyu nezdinde alt yapısını oluşturuyor.

Günah keçisi

Aslında Türkiye, sadece yeni mülteci akımıyla ilgili son tutumundan ötürü değil, daha birçok konuda uzun bir süredir uluslararası arenada “günah keçisi” ilan edilmiş durumda.

Üç kültürün kenti Toledo

Kabul etmek gerekir ki bugün 90’lar Türkiye’sinde yaşıyor olsaydık terörle mücadele politikası çerçevesinde sivil halk/terörist ayrımı bu kadar özenle yapılmaz, askeri çözüm sonuna kadar dayatılır ve çok kültürlülüğünün korunacağı bir Toledo projesi dile bile getirilmezdi.

Savaş zihniyetinin reenkarnasyonu

Birbirinden farklı çıkarları ve amaçları bulunan uluslararası aktörlerin baskısıyla başlayan Cenevre müzakereleri sorunun çözümü yolunda iyimserlik aşılamıyor. Öyle ki bu aşamada müzakerelerin devam etmesi bile pamuk ipliğine bağlı görünüyor.

Cenevre’nin başarılı olmasının temel koşulu

Ne var ki krizin neden olduğu insani sorunları öncelemeden, zorla göç ettirilen milyonlarca insanın geri dönüşünü sağlayacak demokratik bir ülke yaratılmadan Suriye sorununa çözüm bulmak mümkün değil. Dolayısıyla Cenevre görüşmelerinin -başlayabiliyorsa- başarısının temel koşulunu insani çözümün oluşturacağına kuşku yok.

Seçim bozgununun tetiklediği diplomatik kriz

Birileri için devrimi sulandırıp yok edecek, ötekiler için demokrasiyi ayaklar altına alacak gruplar arasında nasıl bir uzlaşma olur sorusunun cevabını İspanya ya da başka bir ülkeyle ilişkileri askıya alarak bulmak ne kadar mümkün acaba?

Şurayı Nigehban’ın vetoları neye işaret ediyor?

İran 26 Şubatta Rehber’in Şurayı Nigehban aracılığıyla denetlediği Milli Şura Meclisi’nin 270 üyesini belirlemek için seçimlere gidiyor. Rehber’in Meclis denetimi Şurayı Nigehban’ın milletvekili adayları hakkında vereceği onay/veto kararları üzerinden yürüyor. Resmen aday olabilmek için adayların 12 üyeli bu kurul tarafından uygun bulunması şart.

Ayetullahların radikal solcularla flörtü

İran dış politikasının Podemos’a desteğiyle ortaya çıkan boyutuysa bölgesel değil küresel bir nitelik taşıyor. Çünkü Paniranizmin doğal sınırlarının ötesinde bir coğrafi alanda en azından çok daha etkin olma arzusunu yansıtıyor. Bu konuyu lâyıkıyla değerlendirebilmek için İspanya’da patlak veren İran-Podemos ilişkisini ayrıntılarıyla ortaya koymakta yarar var.

Saldırılar Hollande ve Erdoğan’ın hatası mı?

Erdoğan ve Türkiye, uluslararası ana akım medyada sanki Esat’a karşı politika izleyen tek siyasetçi ve ülke gibi gösteriliyorsa da, Borel ’in yazısında altını çizdiği hususlar doğruysa, ABD’nin başını çektiği uluslararası koalisyonun politikasının temel hedefi de aynı görünüyor. Dolayısıyla sadece Türkiye ve Fransa’nın Esat rejiminden yana politika izlemesi uluslararası koalisyon var oldukça durumu değiştirmez, Daesh yine öne sürülen koşullarda ortaya çıkmış olurdu.

Ayrılıkçı Katalanların tetiklediği işbirliği

Ayrılıkçı Katalanların Yol Haritası çerçevesinde atacakları her adımın kızıştıracağı kurumsal çatışma ortamında PSOE’nin pek de demokratik olmayan bu formülünün hayata geçmeyeceğini ya da en azından uzun ömürlü olmayacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok kuşkusuz.

AB’nin ‘otoriter sapma’ sorunları

Bu yazımda AB üyesi ülkelerde olmaması gereken “otoriter sapma” sorunları üzerinde odaklanmaya çalışacağım. Yukarıda belirttiğim gibi, bugün gündemde olduğu için Polonya’dan başlayacağım ama faturayı sadece bu ülkeye kesmek de doğru değil. AB içinde giderek güçlenen bir “daha az demokrasi” eğilimi var...

Özerklik seçeneği için yanlış tercih

DTP’nin kapatılmasında, sadece PKK terörüyle bağlantısının değil, ayrıca demokratik özerklik önerisinin de rol oynamış olması. Özerkliği savunan bir siyasi partinin, özerkliğin Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrasındaki “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” ilkesine aykırı değerlendirilerek kapatılmasına hep karşı çıktım, çıkıyorum.

Yeni yılda yeni anayasa

AK Parti ile CHP arasında siyasi reformlar konusunda tomurcuklanan daha sıkı bir işbirliğine dayalı bu diyalog konusunda duyduğum iyimserlik önce bardağın dolu tarafına bakmamdan kaynaklanıyor. Bunda, Başbakan Davutoğlu’nun, iki partinin devlet sistemi konusundaki farklı önceliklerine karşın, NTV özel programında ortaya koyduğu iyimser yaklaşımın da rolü var.

İspanya’nın 7 Haziranı

İspanya'da Türkiye’nin 7 Haziran seçimleri ertesinde karşılaştığına benzer bir siyasi kilitlenmenin belirginleşmekte olduğu görülüyor. Sandıktan birinci parti çıkan PP (Partido Popular) dışındaki siyasi partilerin kesinlikle istemedikleri “tekrar seçim” olasılığı her şeye karşın güçleniyor.

Kaybettikleri seçime ‘darbe’ diyen devrimciler

Maduro geçtiğimiz günlerde muhalefetin seçim zaferini “darbe” (golpe electoral) olarak niteleyerek, siyaset bilimine de önemli bir katkıda bulunmuş oldu. Demek ki halkın kendisi için yapılan devrimlere karşı irade beyan etmesi “seçim darbesi” oluyor. (!)

İspanya’nın yönetilebilirlik sorunu

İspanya'da iki partililiğin (bipartidismo) sona erecek olması bilinen bir gerçekti ama 20 Aralıkta sandalyeler öyle dağıldı ki sandıktan beklenenin üst sınırında oyla çıkan Halkçı Parti PP (Partido Popular) birinci parti olmanın sağladığı avantajdan yararlanacak durumda bulunmuyor.

İki partililikten koalisyonlu seçeneklere

İspanya’da iki partili sistem yazılı olmayan bir tür centilmenlik kuralıyla işlemeye başlamıştı. İki partiden en çok oy alanı hükümet, ikinci olanı da ana muhalefet işlevini üstleniyordu. 1993 yılında PSOE, 1996’da ise PP böyle iktidar olmuştu.

Asıl kaybeden Sarkozy

Fransa başkanlık seçimlerini konuşmak için daha çok erken kuşkusuz. Ama Sarkozy’nin LR’in başkan adayı olmama olasılığı var ve bu da Türkiye için iyi bir haber. Özellikle AB ile müzakerelerde Sarkozy’nin dondurduğu 17. fasıl açılırken.

Fransa’da ikinci turun büyük ince hesapları

Bölgesel seçimler 2017’de yapılacak başkanlık seçimleri ve genel seçimler için son sınav. O bakımdan Marine le Pen’in Cumhurbaşkanı seçilmesini en kötü senaryo olarak değerlendiren siyasi partilerin ince hesapları bir bakıma bu “felaketi” önlemeye yönelik taktikler içeriyor.

Sandığa gömülen devrim

Pazar günkü seçimlerin muhalefetin dövizi olan “değişim” yolunu açtığını kabul etmek gerekir. Bu değişim, kuşku yok ki, Yunanistan’da Syriza ya da İspanya’da Podemos hareketlerinin istikametinde değil.

Çifte temsilî parlamenter sistem

AK Parti yeni anayasada sistem sorununu başkanlığa geçerek çözmek istiyor ama parlamenter sistemden yana olan muhalefet cephesi de buna tümüyle karşı çıkıyor. Kabul etmek gerekir ki Cumhurbaşkanı’nı halk yerine Meclis’in seçtiği bir sisteme dönmek mümkün değil.

AB ile ilişkilerde realpolitik

1 Ekim 2014 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’na göre, bir üçüncü ülke vatandaşı, Türkiye üzerinden kaçak yollarla Avrupa’ya gider ve yakalanırsa, AB ülkeleri o kişiyi Türkiye’ye geri gönderebilecek. Türkiye de anlaşma gereği onu kabul edecek. Bu hükmün uygulanması için 3 yıllık bir geçiş dönemi öngörülüyordu. Ama Türkiye’nin gelecek Hazirandan itibaren geri kabulü uygulama taahhüdü karşılığında AB’ye vizesiz seyahat de gelecek Ekimde başlayacak.

Daesh’le işbirliği tezi kime yarıyor?

Esat ve müttefiklerinin başta Türkiye olmak üzere Suriye’de Esat’sız bir rejim değişikliği isteyen ülkelere karşı uyguladığı “Daesh’le işbirliği” karalama propagandasına dayalı stratejisi çok da başarısız değil.