Onur Erkan

Sinan Ateş suikastının kilit ismi Doğukan Çep ve tetiği çektiği iddia edilen Eray Özyağcı’nın geçmiş yıllarda Bayır Bucak Türkmenlerine destek için Suriye’deki Türkmen Dağı’na giderek Şam rejimi ve YPG’ye karşı çatışmalara katıldıkları ortaya çıkmıştı. Türkiye’nin Arjantin’den iadesini talep ettiği, İzmir’deki ‘FETÖ Borsası’ davasının sanıklarından, organize suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş da Türkmen Dağı’nda çatışanlardan biriydi. HDP İzmir binasında Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer’in de Münbiç’te çekilmiş uzun namlulu silahlı ve kamuflaj giyimli fotoğrafları çıkmıştı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın Sinan Ateş suikastı soruşturmasında MHP Mersin milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındığı, ardından ifadesi bile alınmadan serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı. 2012-2018 yılları arasında Ülkü Ocakları genel başkanlığı yapan Kılavuz’un polis teşkilatı içinde etkili bir isim olduğu biliniyor. Cinayetten dört gün önce makamında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşen Kılavuz’un sosyal medyada Emniyet ve özel harekât mensuplarıyla çekilmiş birçok fotoğrafı bulunuyor.

Ülkü Ocakları mensubu Emrullah Kaplan, Mart 2022’de bıçakla saldırdığı Ülkü Ocakları eski Mersin il başkanı Çağrı Ünel’in silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. O dönemde Ülkü Ocakları genel başkanı olan Ahmet Yiğit Yıldırım ile eski Ülkü Ocakları genel başkanı, MHP Mersin milletvekili Olcay Kılavuz bu cinayetin hesabının sorulacağını söyledi. Olay sonrası tutuklanan Çağrı Ünel ise Sinan Ateş’e yakınlığıyla biliniyordu. Çağrı Ünel, sosyal medya hesabından Sinan Ateş’i destekleyen mesajlar atıyor, birlikte çektirdikleri fotoğrafları paylaşıyordu.

Polisin bir yıldır bulamadığı Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF) lideri Serkan Bayrak’ın Avrupa’daki anarşistlerden “Kobani’de IŞİD’e karşı mücadele ediyoruz” diyerek para topladığı ortaya çıktı. Avrupa’daki anarşist ve diğer sol örgütlerin yabancı dillerde yayın yapan sitelerinde “Türkiye ve Suriye’de faaliyet yürüten Devrimci Anarşist Federasyonu (DAF)” diye bahsedilen oluşuma Kobani’deki mücadele için özellikle 2014-2015 arasında paralar gönderildiği yer alıyor.

Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Hablemitoğlu soruşturması için verdiği tanık ifadesinde Hablemitoğlu ve eski AK Parti milletvekili Ramazan Toprak’ın 2002’de kendisini ziyaret ettiğini, onlar ayrılırken ofise Enver Altaylı’nın geldiğini, Altaylı’nın, Hablemitoğlu’nun Fetullah Gülen hakkında kitap yazdığını ilk kez burada, kendisinden öğrendiğini anlatmıştı. Ramazan Toprak, Serbestiyet’e yaptığı açıklamada, iddianamede yer alan kilit önemdeki bu karşılaşmanın yaşanmadığını söylemişti. Serbestiyet’in ulaştığı Halil Şıvgın, Ramazan Toprak’ı yalanlamadı: “Olabilir, bir şey demeyeceğim.”

Devrimci Anarşist Faaliyet’ten (DAF) ayrılan gençler, geçen sene DAF lideri Serkan Bayrak tarafından maruz bırakıldıkları darp, ekonomik sömürü, taciz gibi suçlamaları içeren bir ifşa metni yayımlamış, suç duyurusunda bulunmuştu. Bayrak, aradan geçen bir yılda bulunamadı. DAF’tan ayrılan bazı gençler, Serkan Bayrak’ın kendilerine anarşist oluşum kurmadan önce MHP ve Ülkü Ocakları mensubu olduğunu söylediğini hatırlatıyor ve bulunamamasında bu eski kimliğin rolünün olabileceğini iddia ediyor. DAF’tan ayrılanların avukatlığını üstlenen Eren Keskin: “Bu kişiyle ilgili söylendiği gibi bir MHP bağlantısı çıkarsa benim açımdan şaşırtıcı olmaz.”

Emniyet’ten yapılan İzmir’deki ‘FETÖ borsası’ davasının firari sanıkları Serkan Kurtuluş ve Lider Camgöz’ün Türkiye’ye iadelerinin kabul edildiği açıklaması, basında “Kurtuluş ve Camgöz iade ediliyor” başlıklarıyla duyuruldu. Ancak Arjantin mahkemesi iade kararını iki sene önce vermiş ve o günden beri bu kişilerin siyasi mülteci başvurularının sonuçlanması bekleniyor. Kurtuluş ve Camgöz’ün, ‘FETÖ borsası’ davasında bildiklerini anlatmak üzereyken öldürülen eski AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş cinayetini azmettirdikleri iddia ediliyor. Emniyet açıklamasının, Soylu’nun AK Parti içindeki bazı rakiplerine mesaj vermek amacıyla yapılmış olabileceği iddia ediliyor.

İngiltere’nin eski İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner, Instagram hesabından Türkiye’de görevde olduğu dönemde kedisini gösteren bir fotoğrafı paylaştı. Fotoğrafta, masanın üstünde PKK’nın Dağlıca baskınını “Tarifsiz Acı 16 şehit” manşetiyle duyuran 8 Ekim 2015 tarihli Hürriyet gazetesi de görülüyordu. Hürriyet, paylaşımı “Hayırdır Mr. Turner” başlığıyla bugünkü manşetine taşıdı ve Turner’ın kedi patili gönderiyle TSK’nın “Pençe” adlı harekâtlarına subliminal mesaj vermiş olabileceğini öne sürdü.

Serbestiyet’e konuşan Eski AK Partili milletvekili Ramazan Toprak, Hablemitoğlu davası iddianamesinde yer alan kilit önemde bir karşılaşmanın yaşanmadığını söyledi… Eski sağlık bakanı Halil Şıvgın, Hablemitoğlu ve Toprak’ın kendisini ziyaret ettiğini, onlar ayrılırken ofise Enver Altaylı’nın geldiğini, Altaylı’nın, Hablemitoğlu’nun Gülen cemaati hakkında kitap yazdığını ilk kez burada, kendisinden öğrendiğini anlatmıştı. Toprak: “Öyle bir karşılaşma yaşanmadı. Halil Şıvgın Bey’in şeker hastalığı nedeniyle geçmiş tarihteki olayı karıştırmış olabileceğini düşünüyorum.”

Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Hablemitoğlu davası iddianamesini kabul eden Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin davanın terörle yetkili mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararına yapılan savcılık itirazını reddetti. Dosya, terörle yetkili olan 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Beş yıldır Türkiye’de yaşayan; Michael Jackson, Whitney Houston gibi şarkıcılara geri vokalistlik yapan Della Miles, Çin’in Uygurlara baskısını anlatan East Turkistan (Doğu Türkistan) adlı bir şarkı seslendirdi. Youtube’da klibi yayımlanan eserin sponsorluğunu yapan AK Parti Milletvekili Aziz Babuşçu Serbestiyet’e konuştu: “Çabam, en azından zulme karşı bir ses verebilmek.”

Göktaş’ın Türkiye’ye iadesini reddeden Bulgaristan’daki birinci derece mahkemesinin karar metninde Türkiye’nin AİHM’in Osman Kavala kararını uygulamaması ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürü başlatması da vurgulandı. Üst mahkeme bu kararı iki gün önce bozdu ve Levent Göktaş’ın Türkiye’ye iadesine karar verdi.

İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan’a, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasından sonra siyasi yasak kararının kesinleşmesinin sonuçlarını sorduk: “Adayların gösterilmesi ve adaylık için itiraz süresinin tamamlanmasından sonra adaylar belirlenmiş olur. Aday olmuş bir kişinin cezasının kesinleşmesi durumunda artık adaylığı mümkün değildir. Elbette böyle bir durumda diğer adayın tek başına kalma olasılığı vardır.”

NTV’nin deneyimli Strasbourg temsilcisi Kayhan Karaca: “Avrupa’ya kaçak geçişler eskiden sadece Suriyelileri, Afganları, Iraklıları, Afrika ülkelerinden gelenleri kapsıyordu. Bu değişti. Siyasi sığınma başvuruları arasında, bu senenin ilk on ayındaki verilere bakarsanız Suriyeliler ve Afganların arkasından üçüncü sırada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları var. Dolayısıyla bu durum Avrupalılarda korku yaratıyor. Geçtiğimiz aylarda Fransa ve İspanya, kendilerini transit geçiş noktası olarak kullanacak Türk vatandaşlarından dahi vize istemeye başladılar. Bu inanılmaz bir şey.”

Ekim 2021’de basında “MİT, MOSSAD’ın Türkiye aleyhinde faaliyet yürüten gizli birimini çökertti” gibi coşkulu manşetlerle duyurulan soruşturma davaya dönüştü. Davanın bugünkü (7 Aralık) duruşmasında Filistinli sanıklardan 5’i tahliye edildi. Tahliye edilenlerden Alkafarna, tutuklanmaları öncesi bilmedikleri kişiler tarafından kaçırıldıklarını ve işkence gördüklerini iddia etmişti. Alkafarna’nın avukatı Ali Çınar: “Tutuklama zamanı nasıl haberler yapıldıysa şimdi de tahliyelerle ilgili haberler yapmalılar.”

Hablemitoğlu suikastı davasında mahkemenin terör gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararını İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan’la konuştuk: “Hablemitoğlu cinayeti gibi tamamen siyasi amaçlarla işlenmiş korkunç bir cinayet terör değilse terör ne demektir? Hablemitoğlu cinayeti bir terör suçudur. Bunu başka kaygılarla örtbas etmeye çalışmak hukukla bağdaşmaz bir büyük ayıptır.”

Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü Murat Çaykara’nın Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde sınır dışı etmekle tehdit ettiği Uygur aktivistlerin sözcülerinden Medine Nazımi, Serbestiyet’e konuştu: “Hükümeti, bu konuyla ilgili somut adımlar atmaya; muhalefeti tweet atmanın dışında, hükümeti harekete geçirmek için etkili bir muhalefet yapmaya çağırıyoruz.”

Nuri Gökhan Bozkır’ın Hablemitoğlu iddianamesine giren ifadeleri arasında Ukrayna’da firari olduğu dönem hakkında ilginç bölümler yer alıyor. Bozkır, 2020’de Ukrayna medyasına Türkiye birimlerinin bilgisi dahilinde Suriye’ye 49 kere silah sevkiyatı yaptığını anlatmıştı, daha sonra bunu iade talebinin reddedilmesi için ‘uydurduğunu’ söyledi. Bozkır, Emniyet ifadesinde Can Dündar, Sedat Peker ve Zekeriya Öz’ü yurtdışına kaçıran isim olarak bilinen Aytaç Ocaklı’’nın kendisini Türkiye aleyhinde kullanmak istediklerini öne sürdü. Bu iddiaların Bozkır’ın savcılık ifadesinde olmaması ise dikkat çekti.

Çin’deki kitlesel protestoları başlatan Urumçi’deki yangında annesini ve dört kardeşini kaybeden Muhammed Memetali: “İki gün boyunca Çin sosyal medyalarında bunun doğru olmadığını gösterecek bir şeyler bulmaya çalıştım. İki gün sonra annemin ve küçük kız kardeşimin cesetlerinin fotoğraflarını gördüm. Yedi senedir annemin sesini bile duyamıyordum. Üç yaşındaki küçük kardeşimi sosyal medya dışında hiç görememiştim. Günlerdir ‘iyi ki Müslümanmışız yoksa kendimi öldürürdüm’ diyorum. Buna katlanabilmek çok zor.”

Çin’deki protestolara destek için Çin İstanbul Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması için toplanan Uygurlara polis izin vermedi. Müdahale sırasında Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü Murat Çaykara’nın Uygurlara “Birazdan zorla süpüreceğiz hepinizi aşağıya. Gözaltına alıp sınırdışı edeceğiz sizi” diye bağırması sosyal medyada tepkilere neden oldu. Tepkiler üzerine açıklama yapan Soylu, Uygurlardan özür diledi: “Üzüntümüzü ve özrümüzü belirtiyor tahkikatın başladığını ifade etmek istiyoruz.”

Hablemitoğlu iddianamesinde tetiği çekmekle suçlanan eski ÖKK’cı Tarkan Mumcuoğlu iddianameye giren ifadelerinde MİT’te çalışması için kendisini eski ÖKK komutanı Zekai Aksakallı’nın yönlendirdiğini söyledi. Mumcuoğlu ayrıca Hablemitoğlu’nun adını ilk kez kendisinin suikasta karıştığının öne sürüldüğü ilk ifadenin tarihi olan 2017’de, yani MİT’te görev yaptığı dönemde duyduğunu öne sürdü. Suikastı organize etmekle suçlanan Levent Göktaş da Hablemitoğlu’nun adını öldürülmesinden yıllar sonra duyduğunu iddia etmişti.

Hablemitoğlu iddianamesinde suikastı kendileri aleyhindeki çalışmalarından rahatsız olan ‘FETÖ’nün azmettirdiği; suikastta yer alan kişilere dağıtılacak paranın da Enver Altaylı tarafından temin edildiği öne sürülüyor. İddianameye göre Altaylı Genelkurmay’ın 2003’te sonuçlanan bir ihalesinde Siemens lehine aracılık yapıp komisyon aldı ve bunun 30 bin dolarını “Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü” ile bağlantısını sağladığı Aydın Köstem’e gönderdi.

AK Parti kurucusu ve eski milletvekili Ramazan Toprak’ın Hablemitoğlu iddianamesindeki tanık ifadesinden: “Hablemitoğlu, AK Parti'ye Ergün Poyraz'ın Tayyip Bey hakkında hazırladığı kitap delil gösterilerek seçimden önce kapatma davası açılacağını, psikolojik savaşı kendisinin yönlendirdiğini ancak yanlışı gördüğünü, AK Parti Genel Merkezi’nin dinlendiğini ve konuşmalarımızda dikkatli olmamızı söyledi. Kitabın yayımlanmasını seçime kadar engelledi.”

Mahkeme, Hablemitoğlu cinayeti iddianamesini kabul etti. MİT tarafından Ukrayna’dan getirilen sanık Nuri Gökhan Bozkır iddianamedeki ifadesinde, suikastta tetiği çekmekle suçlanan Tarkan Mumcuoğlu’nun 2002 yılında Soner Yalçın’ın hazırladığı bir dizinin senaryosuna yardım ettiğini söylüyor. Soner Yalçın, 2003 Ocak ayında yayımlanmaya başlayan Kurtlar Vadisi’nin ilk senaryo ekibinin içindeydi.

Hablemitoğlu cinayeti iddianamesine göre suikastın nedenlerinden biri de o tarihlerde MİT müsteşarlığına getirilmeyi bekleyen Levent Göktaş’ın, Hablemitoğlu’nu kendisine rakip görmesi olabilir. İddianamede muhtemel cinayet nedenleri arasında birinci sırada Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü tarihte henüz yayımlanmamış olan “Köstebek” kitabı gösteriliyor. Hablemitoğlu, “Köstebek” kitabında Emniyet’teki Gülenci örgütlenmeyi anlatmıştı.

İddianameye göre Hablemitoğlu cinayetini, Levent Göktaş’ın ÖKK’ya bağlı MAK alay komutanı olduğu dönemde kurduğu ve altında görev yapan dört askerin ‘üyesi’ olduğu “Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü” işledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘FETÖ’nün azmettirdiğini söylediği “Mustafa Levent Göktaş Suç Örgütü” için şu vurguyu yaptı: “Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Şüpheliler TSK içerisinde bulundukları görevleri kötüye kullanarak konusu suç teşkil eden eylemler içerisine girmişlerdir.”

Dışişleri Bakanlığı, personel maaş ödemesi ve diğer bankacılık işlemleri için yıllardır çalıştığı İş Bankası’nı terk edip Halkbank’la çalışmaya başlama kararı aldı. İddiaya göre üstelik karar İş Bankası’nın 60 bin, Halkbank’ın 45 bin TL’lik promosyon teklifine rağmen alındı. Bankacılık işlemleri, geçen ay personel ve idari işlerden sorumlu Dışişleri bakan yardımcılığına getirilen Yasin Ekrem Serim’in sorumluluk alanında. Yasin Ekrem Serim’in Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı olan babası Maksut Serim aynı zamanda Halkbank Yönetim Kurulu üyesi.

Sarallar örgütü iddianamesinde MHP MYK üyesi Şahin Gürz ve MHP Şişli İlçe Başkan Yardımcısı Aziz Zengin, Saralların tehdit ettiği eğlence mekânı sahibi bir aileye yardım eder gibi görünüp Sarallar lehine baskı oluşturmakla ve örgüt üyeliğiyle suçlanıyor. Şimdi tutuklu bir sanık, alıkonulan mekân sahibi için Şahin Gürz’ü arayarak “Başkanım arkadaşı aldık, senin mekânda misafir edeceğiz. Merak etme siyasi kariyerine sıkıntı” olmaz demiş.

Sarallar iddianamesinde “örgütün kamu bağlantısı” başlığı altında, sanıkların kamu kurumlarından nasıl bilgi aldıkları telefon tapeleriyle anlatılıyor. Örgüt yöneticiliğiyle suçlanan isimlerden biri tapuda çalışan bir memurdan üçüncü bir kişinin gayrimenkulleri hakkında bilgi alıyor… Bir başka tapede sanıklardan biri, polise verdiği 100 dolar karşılığında istediği kişilerin telefon sinyalleri üzerinden onların lokasyon bilgilerine ulaşabildiğini anlatıyor.

Sırp kokain kaçakçısı Bojanic’in Sarıyer’deki villasında yakalanması ve bahçesinde ceset araması yapılmasının arka planı, Karadağ’ın Kotor kentinde 2014’te başlayan mafya hesaplaşmasına gidiyor. Adlarını Kotor’un iki semtinden alan; Bojanic’in de içinde bulunduğu Kavac ve Eylül’de İstanbul’da öldürülen Vukotic’in lideri olduğu Skaljari çeteleri, 2014 yılında büyük bir çatışmaya girişti. Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde kırkın üzerinde kişinin öldürüldüğü çatışmaların bir ayağı da İstanbul’da sürüyor.