Reşat Çalışlar
Hem eğitimli hem düz cehalete karşı olmak…
Her siyasi partinin kendi kadrosundaki “iyi eğitimli”leri parlatıp, diğer partilerdeki “iyi eğitimli”lerle dalga geçmesini de, ayrıca sorunlu buluyorum. Bu konu ile hep birlikte hesaplaşmak zorundayız. Kesinlikle partilerüstü bir sorun olarak hepimizin hayatında var olan “eğitimi içselleştirememe sorunu”nu, hep birlikte aşmak zorundayız.
Fethullah Gülen, Humeyni gibi gelemezdi
Gülen'in, Humeyni ile kıyaslanabilecek bir halk desteği, hiçbir zaman olmadı. Zaten, Gülen, kendi küçük krallığında oturduğu oranda güç biriktiren, "meydana çıktığı" oranda da eriyiveren bir kişilik. Bu anlamda, Humeyni'nin tam tersi bir profil... Ama daha önemlisi şu: Dindar kitlelerin ana omurgası, Gülen'i, hiçbir zaman tam olarak benimsemedi.
Turizm krizini trenle aşmak
Tren demek, kültür turizmi ve “güvenli/kolay planlanabilir/öngörülebilir/bireysel yolculuk hissi” demektir. Uçaktan iner inmez araba kiralayacak derecede “direksiyon ustası” olanlar ve yatla/helikopterle takılan sosyetikler dışındaki hemen hemen tüm “kültür” turistlerinin; treni önemsediğini,sevdiğini söyleyebiliriz. Trenin önemli bir özelliği de, turistlerin, özellikle de genç turistlerin, yerel halkla etkileşimine, genelde, diğer ulaşım araçlarının çoğundan daha fazla imkan vermesi.
Türkiye ve sıradışılık iddiası
Kötü olaylarda ülkeyi toptan karalamaktan hoşlanabildiğimiz gibi, bazı durumlarda da, kendimizi “dünyanın en özel zekalı toplumu” olarak düşünmekten zevk alabiliyoruz…Diğer “gelişmekte olan ülkeler”le aşağı yukarı aynı süreçleri, aynı deneyimleri yaşadığımız noktalarda, “Türkiye her şeyin en uç noktasının yaşandığı ülke” çıkarımını yapmayı sevebiliyoruz…
Baskı kavramı, laik Burcu ve 28 Şubat’taki polisler
Herkes en çok kendi benzerinden, kendi yakınından, kendi komşusundan, kendi kültür grubunda olanlardan baskı görüyor belki de bu ülkede. Baskının en etkilisi, “benzerlerinin sana baskısı” şeklinde hayatına girebiliyor…