Yalım Eralp
ABD Çin’i çevreliyor, Çin ABD gibi davranıyor
Son zamanlarda ABD Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı Çin’e gittiler. Biden’ın iklim değişikliği konusunda Özel Temsilcisi John Kerry de Çin’de. Nasıl tek adamlar ikinci adamdan hoşlanmazlarsa ABD de rakip istemiyor. İkinci Dünya Harbinden sonra ABD Sovyetler Birliğini nasıl çevrelemişse (containment) şimdi de Çin’e aynı şeyi uygulamaya çalışıyor. Çin ise bir bakıma İkinci Dünya Harbinden sonra ABD’nin yaptığı hatalara benzer hatalar yapıyor. Elindeki önemli miktardaki para dolayısıyla birçok ülkede yatırım yaparken bu ülkeleri aşırı borçlandırıyor ve şikayetlere, olumsuzluklara neden oluyor. Çin yakın geçmişte kendisini gelişmekte olan ülkeler sınıfına dahil ettiğinde daha “sempatik” görünüyordu. Artık bu sınıfta olmaktan vazgeçti!
Kemal Bey
Sayın Kılıçdaroğlu önemli işler başardı. Çok çalıştı. Ama kazanamadı. Kazanamaması konusunda şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı tartışmaları yapılıyor. Kazanamamasının esas nedeni Kemal Beyin Alevi olması. Türkiye maalesef Alevi Cumhurbaşkanına hazır değil. Bu eşiği aşmakla Türkiye kazanırdı. Benzer bir sıkıntı 1960 seçiminde ABD’de yaşandı. Protestanlar Katolik Kennedy konusunda endişeli idi. Kennedy Protestan din adamlarına bir konuşma yaptı. Endişelerinizi anlıyorum ama bir yasa önüme geldiğinde ABD Başkanı olarak hareket edeceğim, Katolik olarak değil dedi. Çok ufak farkla seçildi. 2020 yılında Biden’in Katolik olmasının sözü bile edilmedi. Kemal Beye kaptan olarak düşen önemli bir görev var. Şimdiden yerel seçimler sonra liderlikten ayrılacağını açıklaması. Şu sırada noktayı koyarsa büyür. Israr ederse yara almaya devam eder. Parti de yara alır.
Aslan Milliyetçilik
1956 yılında gezme amaçlı Ada’ya gelirken vapurda “vatandaş Türkçe konuş, konuşmayanı uyar” kampanyasını talebe birliği başlatmıştı. Hedef Lozan Antlaşmasında hakları tanınan Ermeni, Rum ve Musevi vatandaşlarımızdı. O tarihte herhalde Kürt bilinmiyordu ! Bu hatıra beni geriye götürdü.
Ege’de karasularının genişliği 3 mil olmalıdır
Lozan’dan sonra Ege’de 3 mil olarak belirlenen karasuları sınırına Yunanlar, 13 sene riayet etmiştir. Montreux Antlaşmasının 1936 yılında imzalanmasından sonra Yunanistan karasularını 6 mile çıkarmıştır. Biz Yunanistan’a o tarihte 3 mile geri dönmesi için baskı yapacağımıza, aksine yıllar sonra biz de 1964 yılında karasularını 6 mile çıkardık. Burada ciddi bir sıkıntı var. Egede Türk-Yunan sorunları hal edilecekse ilk iş karasularının tekrar 3 mile döndürülmesidir. Hele hele Yunanistan 12 mili aklına getirmemelidir. Karadeniz’de Türkiye’nin karasularını 12 mile çıkarması örnek teşkil edemez. Karadeniz buna müsaittir. İyon denizinde de Yunan karasuları 12 mildir. Durum buna imkan veriyor.
Dışarı gözüyle içeriden seçimlere bakış
Erdoğan halkı daha iyi tanıyor. Kampanyasını terör,milliyetçilik ve güçlü ordu ve Yeni Yüzyılda güçlü Türkiye gibi halkın kılcal damarlarına hitap eden negatif denebilecek bir sisteme oturttu.( Amerika’da 2016 seçimlerinde Donald Trump da negatif bir kampanya yürütmüştü.) Halbuki Sayın Soylu adı edilen PKK militan sayısının 100’ün altında olarak vermişti!
KKTC: Geriye bir bakış
İçinde bulunduğumuz mevcut durum beni Annan Planına geri götürdü. Şu sırada büyük şanssızlık Türkiye’deki seçimlerin komşu Yunanistan’daki seçimlerle aynı zamana rastlamasıdır. Dünyaya mukayese yapma imkanı verdi ne yazık ki….
Batı düşmanlığı – psikolojik eziklik
Tarihi unutmadan onun bize bıraktığı bazı yüklerden kurtulmak gerek. Ne gözü kapalı Batı hayranı olalım ne de sanki kan uyuşmazlığı varmış gibi Batı düşmanı. ”Kedi uzanamadığı ciğere pis dermiş” dedirtmeyelim.
Ukrayna-Rusya harbi bitmeyecek mi?
Mesul makamda olmamanın verdiği cesaretle ben de bir barış planı yaptım. İlk aşamada iki tarafın askerlerinin durduğu hattın iki tarafına Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile BM askerleri yerleştirilecek. Fakat çatışmaların durduğu yerlerin Kore ve Kıbrıs gibi donmuş ihtilaf (frozen conflict) haline gelmemesi için Rusya’nın “ilhak” ettiğini ilan ettiği bölgeler ve Kırım 5-10 yıl gibi bir süre için BM yönetimine (vesayet denebilir) devredilecek. Ayrıca, Rusya’nın azınlık haklarının ihlal edildiğini söylediği yerlere Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütünün (AGİT) denetçileri gönderilecek.
“Gelmekte Olan Sezarlar”
”The Coming Caesers” (Gelmekte Olan Sezarlar): Kitabın adı bu. 1950’li yıllarda yazılmış. Dikkatimi çeken çok yer var. Ama biri özellikle önemli: “Bundan sonraki Sezar (otokrat) Paris, Londra ve Berlin’den değil Washington’dan çıkacak…” Amaury de Riencourt, Trump’ı adeta 1950’li yıllarda görmüş! Kehanet…
Paralı askerler – özel ordular
Ekonominin özelleştirilmesi anlaşılabilir. Ama harbin özelleştirilmesi ve nizami ordu dışında özel ordulara yol açılması çok sakıncalı. Hatta tehlikeli. Rusya’da Wagner “yetersiz” dediği Rus generallere açıkça, basın önünde hakaret edebiliyor, muharebelerin devam ettiği Bakhmut’ta idari binaya bayrağı Wagner yetkilisi çekebiliyor.
İstanbul’un yeniden fethi
Sanayi tesislerinin İstanbul ve civarından ülkenin çeşitli bölgelerine taşınması için teşvikler getirilmeli, gitmezlerse cezai nitelikte vergiler konmalıdır. Kısacası İstanbul nüfusu yaklaşık 10 milyona indirilmelidir. Dikkat edin, İstanbul’da dolaşan araçların 41 yani Kocaeli plakalı olanlarının sayısı göz ardı edilemeyecek kadar çok. Kısacası İstanbul ve civarı sanayi bölgesi olmaktan kurtarılmalı. Fetih böyle olur.
KISA YORUM | Hindistan-Pakistan
Dört yıl büyükelçilik yaptığım Hindistan, bütün eksikliklerine rağmen demokrasi içinde yoluna devam ediyor. İlim ve teknoloji alanında önemli ilerlemeler kaydetti. Buna karşılık Pakistan hem darbeler hem siyasal cinayetler içinde çalkalandı. Hâlâ da çalkalanıyor.
Ekselans Vladimir Putin, Devlet Başkanı, Kremlin
Sayın Putin, devlet adamlarının, politikacıların hata kabul etme konusunda cimri oldukları biliniyor. Halbuki hata kabulü erdemdir. İnsanı küçültmez: aksine… Hatanızı kabul ediniz, yanlıştan dönün. Cimrilik yapmayın. Bize Tolstoy’ların, Borodin’lerin Rusya’sını geri verin.
En büyük kutuplaşma yönetenlerle yönetilenler arasında
Kutuplaşma denince genelde Doğu-Batı, Asya-Pasifik ya da demokrasi-otokrasi çatışması anlaşılır. Aslında en büyük kutuplaşma yönetenler ile yönetilenler arasında cereyan ediyor. Benim kutuplaşmadan anladığım budur. Yirmi ikinci asra bu kutuplaşma damga vuracak.
Rus-Ukrayna harbinde neler oluyor
Cepheden Rusya’ya kötü haberler gidiyor. Ukrayna’nın son günlerde doğuda Kharkiv civarında kaybettiği bazı toprakları ve kasabaları geri aldığı anlaşılıyor. Bundan sonrası için Putin’in önünde üç ihtimal var: Harbi durdurup çekilmek (imkânsız gibi), tam ve kapsayıcı bir hücuma geçmek (zor), yıpratıcı bir uzun savaşa gönül indirmek (en mümkünü).
Nedir bu Şangay İşbirliği Örgütü (ya da Şangay Beşlisi)?
Erdoğan 2013’te Putin’e, “Bizi Şangay Beşlisi içine alın, biz de AB'ye allahaısmarladık diyelim, ayrılalım oradan” demişti. Bu gerçekleşmedi ama Putin 9 yıl sonra Türkiye’yi ‘diyalog ortağı’ yaptı… Örgütün başlangıçta NATO’ya rakip olmak amacıyla kurulduğu izlenimi vardı. Bu izlenim zamanla yok oldu. Daha sonra Ermenistan, Azerbaycan, Kamboçya, Nepal, Sri Lanka ve Türkiye “diyalog ortağı” (gözlemci) oldu. Bunlara Katar, Mısır ve Suudi Arabistan da katıldı. İran’ın üyelik süreci başladı, Belarus, Afganistan ve Moğolistan üye olmak istiyor.
Adalar meselesi: Bir daha, tane tane anlatıyorum
Meseleleri bağırmakla halledemeyiz. Ciddiye alınmamız için kararlılıkla hukuki yollara başvurmalıyız. Biz bağırdıkça tehdit ediliyoruz kampanyası yaparlar. “Revizyonist“ ülke görüntüsü vermemeliyiz. Haklı iken haksız görünürüz. Bilmem anlatabildim mi? Konuları canlı tutmanın ve zaman içinde netice almanın yolu budur diye düşünürüm.
Rusya-Ukrayna krizi ve tahıl ithalatı
Avrupalılar Türkiye’nin Avrupa’nın tahıl ambarı olacağı kanaatinde idiler. Ukrayna bir ölçüde oldu. Şimdi mevcut krizde tahıl ithalatımız ne olacak diye endişe ediliyor. Afrika’da toprak kiralayıp tarım yapmaya çalışılıyoruz. İçimden ağlamak geliyor.
Şehir diplomasisi
Şehirler bugün ülkelerin en önemli aktörleri oldu. Nüfusların önemli bir kısmı şehirlerde yaşıyor. Mülteci sorununda yükün büyük kısmını şehirler taşıyor. Terör ne yazık ki...
“Rusya, Türkiye’yi arabulucu yaparak NATO içerisinde bir çatlak yaratmak istiyor olabilir”
“Bütün mesele şu; Sayın Erdoğan’ın Rusya’nın NATO’dan istedikleri konusunda bir yetkisi var mı? NATO yetkilileri ile bunu görüştü mü? Bu bilinmiyor, ben zannetmiyorum. Rusya’nın bu işe temayül göstermesinin sebebi Türkiye’yi NATO’nun zayıf halkası olarak görmesi. Yani Rusya, NATO üyeleri arasında bir çatlak yaratmak istiyor. Bu bakımdan tehlikeli bir durum var.”
“Ukrayna krizi diplomatik çözüme doğru gidiyor”
“Ukrayna krizi konusunda Rusya ile Batı arasında bir diplomatik diyalog başlamış durumda. Bir yol bulunacak gibi görünüyor…”, “Orta Doğu'ya bizim bakışımız biraz yanlış. Biz Orta Doğu'ya Yeni Osmanlı gözüyle baktık. Halbuki Arap ülkeleri bunu hatırlamak istemiyor…”, “Son zamanlarda Afganistan, Libya ve Mavi Vatan'la ilgili konular gündemden düşmüş durumda.”
Türkiye’nin yeni dış politikası, ‘sorunsuz çember’: “Komşularla, bozduğumuzu düzeltme dönemi”
“Birçok ülkeyle ilişkilerimizi bozduk. Mısır'a hakaretler ettik. Birleşik Arap Emirlikleri'ni 2015 kalkışmasına katkıda bulunmakla suçladık. Üstelik İsrail'le ilişki kurunca bu ülke, kınadık; bölgede İsrail'le ilk ilişkiyi kuranın biz olduğumuzu unutarak. İsrail’e Allah'ın her günü adeta hakaretler yağdırdık. ‘Terör devleti’ dedik.” Şimdi bunları düzeltmeye çalışıyoruz.
Ukrayna, 1991: “Ben demiştim demek istemem ama demiştim”
“O sırada Dışişlerinde NATO Genel Müdürü idim. Meslek hayatımı tehlikeye atarak Ukrayna’nın nükleer silahlardan arındırılmasının yanlış olacağını, bu ülkenin NATO ile Rusya arasında tampon olduğunu, nükleer Ukrayna’nın Rusya’ya denge oluşturacağını söyledim, dinletemedim. Nükleer silahları olan Ukrayna’yı Rusya böyle hırpalayabilir miydi? Rusya Kırım’ı ilhak edebilir miydi?
“Türkiye, Ukrayna krizi sebebiyle ekonomik, siyasi ve askeri büyük sıkıntılara maruz kalabilir”
“Türkiye’nin NATO içerisinde nasıl bir tutum takındığı belli değil. Ekonomik, siyasi ve askeri büyük sıkıntılara maruz kalabiliriz. Bu bakımdan bu meselenin diplomatik yoldan halledilmesini isteyecek ülkelerin başında Türkiye geliyor.”
“Kazakistan’daki olaylar otokratik diğer Orta Asya ülkelerini de endişelendirdi”
“Kazakistan’da Rusya’nın müdahalesiyle işler şimdilik yatışmış görünüyor. Tabii Kazakistan’daki olaylar otokratik diğer Orta Asya ülkelerini de endişelendirdi. Rusya böylece Orta Asya’da en önemli unsur olduğunu ortaya koydu. Çünkü Çin’le rekabet halinde.”
“Ekonomik sıkışıklıkta Suudi Arabistan’a gitmek ‘Türkiye para dileniyor’ imajı yaratır”
“Suudi Arabistan ile gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayından sonra ilişkilerimiz iyice bozulmuştu. Bu tür ziyaretler mali sıkışıklık sırasında yapılırsa ister istemez dünyada ve Türkiye’nin önemli bir kısmında Türkiye’nin para dilenmeye gideceği imajı oluşacaktır.”
“Ermenistan ile görüşmelerin Moskova’da değil, tarafsız bir yerde yürütülmesi daha iyi olurdu”
“Ermenistan ile görüşmelerin Moskova’da yapılacak olması beni biraz şaşırttı. Ben olsam bunun İsviçre gibi tarafsız bir ülkede olmasını tercih ederdim…”, “Şam’daki Noel kutlaması: İç harp devam eden bir ülkede, böyle bir Noel kutlaması şaşırtıcı…”, “Rusya Federasyonu’nda bir kanun kabul edildi. Bu kanuna göre cumhurbaşkanı sıfatını sadece Rusya Federasyonu cumhurbaşkanı kullanabilecek. Bu neden oldu?”
Türkiye, Mısır ve İsrail ile arasını düzeltmeye çalışıyor, onlar ağırdan alıyor
Serbest TV’de yayımlanan Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: “Türkiye, oldukça sıkışık durumda. Komşularının yanı sıra BAE, Mısır ve İsrail ile arasını düzeltmeye çalışıyor. Onlar tabii ağırdan alıyorlar bu süreçleri, Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkışık durumu bildiklerinden dolayı. Diplomaside bir kural vardır: Eğer siz güçlüyken anlaşma yaparsanız bu daha yararlıdır; zayıfken yaparsanız, ki Türkiye bugün o durumda, yapacağınız anlaşma o kadar parlak olmaz.”
“Körfez ülkelerine ve Orta Asya’ya sıkışmış bir Türkiye var ortada”
Serbest TV’de yayımlanan Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor programının bu haftaki bölümünde; “Böyle bir ekonomik durumda Türkiye’nin ciddi bir dış politika yürütme ihtimali yok”, “Türkiye son dönemde, uluslararası toplantılar dışında sadece Orta Asya ve Körfez ülkelerine ziyaret gerçekleştirebiliyor”, “Ben Rusya ile Amerika’nın Ukrayna’da vekalet savaşına gireceklerini düşünmüyorum.”
Erdoğan ile Akar, ABD’nin Yunanistan’a asker ve mühimmat sevkiyatı yapması konusunda farklı düşünüyor
Serbest TV’de yayımlanan Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor programının bu haftaki bölümünde: “Türki devletlerin birlikte fotoğraf vermesi Rusya’yı açıkça rahatsız ediyor”, “BAE ile arayı biz bozmuştuk, şimdi de biz düzeltmeye çalışıyoruz. Çünkü onlarda para var”, “Erdoğan ile Akar, ABD’nin Yunanistan’a asker ve mühimmat sevkiyatı yapması konusunda farklı düşünüyor.”