Türkiye’de delege seçimlerinden il, ilçe seçimlerine, muhtarlık seçiminden cumhurbaşkanlığı seçimine kadar tüm seçim ve itiraz süreçleri anayasa (79.madde) ve kanunlarla düzenlenmiştir. Bu konularda yetkili olan tek merci Yüksek Seçim kurulu ve birimleridir. Genel mahkemelerin siyasi partilerin kongre süreçlerine müdahalesi, bunlarla iptal ve tedbir kararları alması, kayyum ataması ve hükümler vermesi anayasanın açık bir ihlalidir.
CHP İstanbul il yönetimine mahkeme kararıyla atanan 5 kişilik kayyım heyetindeki iki isim çekildi.
Kayyım heyetinde yer alan isimlerden Hasan Babacan, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na...
Partilerin örgüt daha doğrusu delege yapısı ve aday belirleme yöntemleri bizdeki lider oligarşisinin can damarıdır. Bunun en vahimi de oligarşik liderliğin kurduğu sistemi kendisini destekleyecek bir hukukla güvence altına almasıdır. Çünkü bizde her kesim bir lider yaratmış ve onu kutsamakla meşgul. Lider başarısız olmaz, başarısız olan tebaadır. “Yaygın bir adaletsizliğin devrim nedeni olabileceğini,” söyleyen Aristoteles’i bile yanıltmış bir milletiz. Kasetle gelen bile sonsuz liderlik peşinde. Oysa tutuklu belediye başkanlarının sayısını Google bile karıştırıyor. İktidarın hukuksuzluklarını bas bas bağırıp güdümündeki yargıdan adalet ummak açıklanabilir bir durum değil.
CHP İstanbul il yönetimine kayyım atadığı gün gerçekleşen Hikmet Çetin-Devlet Bahçeli görüşmesinin içeriğiyle ilgili konuşan Remzi Çayır’ın açıklamalarını Çetin de doğruladı. Buna göre Hikmet Çetin CHP'ye yönelik yargı operasyonlarından şikayet etti, Bahçeli de Çetin’e "Ben de zaten bu işi bir an önce bitirin diyorum” dedi ve Feti Yıldız’la görüşmesini istedi
Özgür Özel, CHP Program Çalıştayı açılışında konuştu: “Bu şartlar altında umudumuzun şu kadar gerilemediğini, direncimizin şu kadar azalmadığını mücadele azmimizin ilk günkünden geride olmadığını hepinizin bilmesini isterim. Ne bekliyorduk ki Tayyip Erdoğan eline beyaz zambaklar yaptırıp devir-teslim için bizi mi bekleyecekti?”