Manşet

Normalleşme’nin anlamı: Kimin normu, kimin hâli?

Toplumsal düzlemde normalleşme, yalnızca siyasi bir gündemin değil, gündelik hayatın da sessiz rızasıyla işler. İnsanlar neyin konuşulabilir, neyin giyilebilir, neyin talep edilebilir olduğunu başkalarının bakışlarından, televizyon ekranlarından, apartman WhatsApp gruplarından öğrenir. Böylece çoğu zaman normal sandığımız şey, aslında içselleştirilmiş bir denetim biçimidir. Bugün siyasette sıkça duyduğumuz normalleşme çağrıları, eğer sadece bir tarafın veya belli tarafların pozisyonunu norm kılmak içinse, bu daha çok bir “yeniden hizaya çekme” girişimidir.

Trumpçı aktivist rahatsız oldu, ABD, Gazze’den gelenlere vizeyi askıya aldı

ABD Dışişleri Bakanlığı, Gazze’den gelen ziyaretçi vizelerini “tam ve kapsamlı bir inceleme yapılana kadar” askıya aldığını duyurdu. Trump’a yakın aşırı sağcı aktivist Laura Loomer, San Francisco ve Houston üzerinden ABD’ye “Gazze’den mülteci olduklarını iddia eden” kişilerin girdiğini yazmış, Trumpçı çevrelerden tepkiler yükselmişti.

Tıpkısının aynısı

İnsanları birbirine benzetme sevdasının en gösterişli hâli belki de dünyaca ünlü birisine benzetilmek. Bunun en popüler olanlarından birisini ise çocukluğumdan, “Türkiye’nin Elvis Presley”leriyle hatırlıyorum. Dönem efsanesi… Bu mevzuda çok şanslıyız. Elvis sadece radyoda, 45’liklerde değil gitarıyla mahallemizde, her an karşımızda. Ulaşamayacağın şarkılarını bile istediğin an ondan canlı canlı dinliyorsun. Öyle bedava bir benzerlik de değil; sesi, tarzı, ustalığı, hatta aksanıyla hak edilmiş bir unvan.

Danimarka Başbakanı: “Netanyahu problem haline geldi; İsrail’e baskıların artmasından yanayız”

Danimarka Başbakanı Frederiksen, İsrail’in Gazze saldırıları hakkında konuştu: “Netanyahu bir problem haline geldi. İsrail'e uygulanan baskıları artırmak isteyen ülkelerden biriyiz ama henüz diğer AB üyelerinin desteğini kazanamadık. Gazze’de yaşananlar korkunç, tam bir felaket.”
- Advertisement -

Diyanet, devleti hedef alan faiz hutbesi irad edebilir mi?

Diyanet’in bu hutbesi Türkiye’deki 89 bin camide okundu. Bu camilerin bazıları kadınlara miras bırakmanın söz konusu bile olmadığı köylerdeydi bazıları ise kadınların ve erkeklerin sabah erkenden işe birlikte gittiği şehirlerde. Eşit miras dini değil, sosyal ve ekonomik bir mesele. Türkiye’nin Medeni Kanunu’nu aldığı İsviçre’ye 1912’de gelebildi. 1400 yıllık İslam tarihinde ve bizde her zaman kitaptaki gibi uygulanmadı. Arazileri erkek evlada veren örfi hukuk sürdü. Yani dinin hükümleri de zamanın şartlarına, güç ilişkilerine göre esnetilebiliyor.

En Son Çıkanlar