Özgür Özel’in “İBB Davası Borsası” kurmakla suçladığı avukat Mehmet Yıldırım, İstanbul Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alındı. Antalya Serik'te araçla seyir halindeyken yakalanan Yıldırım'ın yurtdışına kaçmak üzere Antalya'ya gittiği iddia edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel'in konuşması üzerine esen soruşturma başlatıldığını açıkladı: "Mehmet Y. isimli şahıs Antalya ili Serik ilçesi Belen bölgesinde araçla seyir halinde iken yakalanarak, 'nüfuz ticareti' suçu isnadıyla gözaltına alınmıştır."
Serbestiyet, e-imza skandalının ardından BTK’dan sorumlu Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan’ın şaibeli şekilde aldığı öne sürülen 6 lisans, 2 yüksek lisans ve 3 doktora diplomasını araştırdı. Sayan’ın 6 lisans diplomasının dördü açıköğretim fakültesinden. Yüksek lisans yaptığı Münih Teknik Üniversitesi QS 2026 sıralamasında dünya 22.si ve Almanya 1.si. Şaibe iddialarından sonra bilgileri internet sitesinden kaldırdığı doğru değil çünkü arşiv kayıtlarına göre Açıköğretim Fakültesi mezuniyetleri önceden de yer almıyordu fakat bakanlık sitesinde görülebiliyor. Sayan, 2023’te iki doktorayı tamamlamasıyla ilgili ise “Bir çırpıda yazılmış gibi aktarılan doktora çalışmalarım yaklaşık 8 yıllık emeğin ürünü” dedi. Serbestiyet, Sayan’ın eğitim yıllarından fotoğraflarına ulaştı.
Güney Kore, Türkiye’nin Seul Büyükelçiliği’nde Birinci Müsteşar Sezai Tolga Şimşir’i konuşuyor:
“Sağ sinyali açıkken, düz giden taksiye çarptı. 20 dakika kaçtı ve taksi şoförüne saldırdı, cep telefonunu çalmaya çalıştı.
Polise dokunulmazlığı olduğunu söyledi ve sorguyu reddetti. İki kadeh şarap ve yarım kadeh viski içtiğini itiraf etti.”
Fatih Altaylı’nın 1,6 milyon takipçisi olan Youtube kanalına "güvenlik ve kamu düzeninin korunması" gerekçesiyle erişim engeli kararı verildi. Altaylı’nın kanalında yayımlanan boş koltuk videoları Temmuz ayında reytinglerde birinci olmuştu.
İmamoğlu, Economist’e “Türkiye’de iç barış ve dış itibar nasıl sağlanır?” başlıklı makale yazdı: “PKK’nın silahsızlanma süreci memnuniyetle karşılanmalı; çünkü ülkemizin siyasi sistemini uzun süredir zedeleyen ve toplumsal ayrışmayı derinleştiren bir şiddet döngüsünü kırmak için tarihi bir fırsat sunuyor. Aynı zamanda, Türkiye’nin bölgesel rolünü yeniden tanımlaması için eşsiz bir olanak yaratıyor. Kürt halkının uzun süredir dile getirdiği siyasi, kültürel ve ekonomik talepleri kapsayan katılımcı bir siyasal çerçeve olmadan yürütülen bu süreç eksikti. CHP için Kürt meselesi sadece bir ulusal güvenlik meselesi değil; aynı zamanda demokrasi, adalet, kalkınma ve kurumsal reform meselesidir.”