İsrail ordusunun, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyinde insani yardım almak için bekleyenlere dönük saldırıları uluslararası tepkilere rağmen sürüyor: 51 Filistinli öldürüldü, 648 kişi yaralandı.
Başbakan Mark Carney, Kanada’nın Eylül ayında Filistin devletini tanımayı planladığını açıkladı. Böylece Kanada, son günlerde bu yönde açıklama yapan üçüncü G7 ülkesi oldu. Eğer Birleşik Krallık ve Fransa, Filistin devletini tanımayı resmileştirirse, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden sadece ABD bu adımı atmayan ülke olarak kalacak.
Önümüzdeki hafta, Tişʿa be-Av gününü idrak edeceksiniz. Bu yas günü vesilesiyle, geçmişte atalarınızın yaşadığı felaketleri şu satırlarla anımsayacaksınız: “Gözlerim yaşla tükeniyor, içim yanıyor, yıkım karşısında bağrım parçalanıyor. Çocuklar ve bebekler şehirlerin meydanlarında bayılıyor. Annelerine şöyle diyorlar: ‘Yiyecek yok mu, su yok mu?’ Kentin sokaklarında yaralılar gibi bayılırken, annelerinin koynunda can veriyorlar.” (Ağıtlar 2:11–12) Yahudi tarihinde acı ve felaketin sembolü hâline gelmiş bu hazin dizeleri, siz ey yöneticiler, bu yıl Gazze’de bir dilim ekmeğe, bir damla suya muhtaç bırakılmış masum bebeklerin sessiz feryatlarıyla birlikte okuyun ve tefekkür edin. Zira Gazze, tarih adeta tekerrür edercesine, iki bin yıl önce atalarınızın yaşadığı ve Kutsal Kitabınızda betimlenen o derin acıları yeniden yaşıyor bugün.
Türk-İş’e bağlı Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından Eti Maden'e bağlı bor işletmelerinde alınan grev kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı kararnameyle "milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü" gerekçesiyle altı ay ertelendi. 600 bin kamu işçisinin zam pazarlığında taraflar anlaşamayınca Türk-İş grev kararı almıştı. İlk grev 1 Ağustos Cuma günü Eti Maden'e bağlı bor işletmelerinde başlatacaktı.
Hıristiyanlıktakine benzer bir “kurtuluş” fikri İslamda var mıdır? İslama nasıl, niye girmiştir ve ne işe yaramaktadır? Hıristiyanlıkta olduğu gibi İslamda da “kurtuluş” fikrine gerçekten ihtiyaç var mı?