GÜNÜN YAZILARI

Dil dünyasından, film dünyasına…

“İktidar dili”nin siyaset rüzgârı nereden eserse oraya öfkeyle meyleden dünyası, bariz yalanların, sıradanlaşan iftiraların da kapısını ardına kadar açıyor. Öyle ki psikolojideki “Yansıtma Mekanizması” o çevreye yönelik bir ithamda otomatik işleyen laf yetiştirme otomatı: “Bunlar hırsız, bunlar esrar, eroin kaçakçısı…” Üstüne bir de “film dünyası” var bu hengâmede.

İslâmcıların İslâma karşı sorumluluğu

Muhafazakârlıktan milliyetçiliğe, liberallikten devletçiliğe, merkez sağdan radikal sağa tüm bileşenlerin bir panayırıydı AK Parti. İçeride kalanlara çok eğlence ve bolca güç sarhoşluğu vaat ediliyordu. Eğlencenin tadı kaçtı diye düşünenler, panayırı terk etti. Yenileri geldi. Panayıra yeni katılanlar, daha fazla eğlence ve güç istedi. İslâmcılar, bu panayırı kutsal ayinmiş gibi göstermekle, bunu yapamazlarsa bile ona ahlâkî bir paravan çekmekle mükellef kılınmış kişiler oldular. Külfetin karşılığı, o dillere pelesenk olan ve geri alınacağı korkusuyla Müslüman’a vurulan sopaya dönüşen kazanımlardır. 14 Mayıs’ın İslâmcılar için imtihanı şu olacak: Din-i İslâm’ın adalet ve hakkaniyet ilkelerine sahip çıkıp hak ve hukuk mücadelesine mi girişecekler yoksa İslam’dan yorgun düşüp kazanım adı altında “bervech-i arpalık tevcih olunan” kişiler olarak mı yaşayacaklar? Türkiye’de, şimdi geçerli ve nesnel koşullar itibariyle, Kılıçdaroğlu’nun siyasal kaderi ile mütedeyyin kesimlerin dinsel kaderi ortaktır.

Dickens: Liliputlar arasında modern bir Gulliver

Zweig, çağının geleneği altında ezildiği için Dickens’ı “modern bir Gulliver” olarak resmeder. Dev adam Gulliver, uyurken cüceler tarafından binlerce küçük iple yere bağlanır. Teslimiyeti kabul etmeden ve ülkenin kanunlarına karşı gelmeyeceğine yemin etmeden serbest bırakılmaz. İngiliz geleneği de, Liliputların Gulliver’e yaptığı gibi, Dickens’ı henüz adı sanı bilinmezken sıkıca sarıp boyun eğdirir.

Liberaller ya da “liboşlar…”

Yani liberal olmak sol siyasette çok kötü bir şey olmaktır. Bir kesim köşe yazarı, demokrat aydınları aşağılamak amacıyla onlara “liboş” demeyi sever. Her liberalin büyük sermaye yanlısı olduğu yönünde de yanlış bir klişe yaygın olarak dolaşımdadır. Sözlüğe baktığımız zaman liberalizmin bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe ve dünya görüşü diye tarif edildiğini görürüz.
- Advertisement -

AİHM’in İlk “İklim Davası”

Yaşları 64 ile 90 arasında değişen 2000 İsviçreli kadının oluşturduğu Swiss Senior Women for Climate Protection adlı çevreci topluluk, yaşları sebebiyle iklim değişikliği kaynaklı sıcak hava dalgalarından daha çok etkilendikleri ve yaşamlarının risk altında olduğu iddiasıyla İsviçre hükümetine karşı 2016 yılında hukuk mücadelesine başladı. İsviçre mahkemeleri peş peşe davaları reddetti. Kadınlar işin peşini bırakmadı ve davayı AİHM’e taşıdı. 29 Mart’ta AİHM’de ilk duruşma yapıldı. Mahkemenin önüne gelen bu ilk iklim davasından çıkacak sonuç bir içtihat oluşturacak.

En Son Çıkanlar