Abidin Dino 32 yıl önce bugün, 7 Aralık 1993’de mutluluğun resmini yapamadan veda etti hayata. Ama sonradan dizeleriyle yanıtladı kadim dostu Nâzım’ın “sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” sorusunu: “… dolaşsaydık Türkiyeyi /bir baştan bir başa./ Yattığımız yerler müze olmuş, /Sürgün şehirler cennet. /İşte o zaman Nazım, /Yapardım mutluluğun resmini /Buna da ne tual yeterdi; /ne boya...” Olsun… O da hüznü sevinci, umudu direnişi, hayalleri, ilhamıyla zengin mirasımıza, “dünya malı”mıza eklendi belki.
CHP’nin komisyon raporunda sıraladığı 11 öneride bu komisyonun kuruluş amacı olan silah bırakma yasası meselesiyle ilgili hiçbir şey yok. Önerilerde 19 Mart tutuklularının bırakılması var ama PKK tutuklularının ne olacağı yok. Silah bırakacak, kendini tasfiye edecek PKK’lılar ne olacak? Yok. CHP Kürt Sorunu’nu da şu maddeyle çözeceğini düşünüyor galiba: “Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratik Siyaset Ortamın Oluşturulması”. Anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı, yerel yönetimlerinden güçlendirilmesi? Hiçbir somut vaat ve öneri yok.
Başlangıç hızlı ve etkili oldu. Kimi engeller aşıldı, kimi gerekler yerine getirildi.
Bunlar bir bütün hâlinde silahsız, şiddetsiz bir Kürt meselesine, PKK’sız bir Türk siyaset arenasına doğru ciddi bir ilerleyişi gösteriyor.
Eurovision’u düzenleyen EBU, tepkilere rağmen İsrail’i yarışmadan diskalifiye etmedi. Bu karar üzerine; İspanya, Hollanda, İrlanda ve Slovenya yarışmadan çekildi. Diktatörlüklerin, iç savaşların, duvarların, soğuk ve sıcak savaşların sekteye uğratamadığı Eurovision’u İsrail’in yüzsüzlüğü paramparça etti. Boş bırakılan sahnelerin İsrail tarafından hevesle doldurulması, bu sahnelerin neden boş bırakılmaması gerektiğinin en büyük kanıtı. Halkın yoğun ilgisine, Avrupalı seyircilerin özlemine rağmen yarışmadan çekilen Türkiye, Filistin’in sesini ve hikayesini taşımak için Eurovision’a geri dönmeli; Eurovision’u düzenleyen elitlere karşı dünyanın vicdanı sahneye taşımalı.
Bir bilimsel teori, hayranları veya düşmanları tarafından ideolojik olarak sahiplenilebilir, mitleştirilebilir veya belki kutsallaştırılabilir, ancak bu kültürel yansımalar/okumlar onun bilimsel karakterini değiştirmez.